Bir gün Hz. Âişe validemiz, parasıyla fakir ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için evini satar.1 Ancak yeğeni Abdullah b. Zübeyr, kendisini çok seven teyzesinin2 bu satışına rıza göstermeyerek, “Vallahi Âişe bu satıştan ya vazgeçer ya da ben onu menederim.” diyerek satışa engel olacağını söyler. Yeğeninin bu sözünü işiten Hz. Âişe alınır ve onunla ebediyen konuşmamak üzere Allah"ın adını vererek yemin eder ve adakta bulunur. Teyzesinin bu tutumuna üzülen İbnü"z-Zübeyr, Zühreoğulları"ndan Misver b. Mahreme ile Abdurrahman b. Esved"den arabuluculuk yapmalarını ister. Misver ile Abdurrahman, yanlarına aldıkları İbnü"z-Zübeyr ile birlikte Hz. Âişe"nin yanına gelirler. Onlar içeri girince İbnü"z-Zübeyr, teyzesi Âişe"ye sarılır ve kendisini affetmesini isteyerek ağlamaya başlar. Bu sırada Misver ile Abdurrahman da Hz. Âişe"ye barışması için ısrar ederek Hz. Peygamber"in, “bir Müslüman"ın kardeşiyle üç günden fazla küs durmasının helâl olmadığını” bildiren hadisini hatırlatırlar. Bunun üzerine müminlerin annesi Hz. Âişe yeğeniyle barışır; ancak adağı karşılığında da kırk köleyi hürriyetine kavuşturur.3
Günlük hayatta, insanlar arasında yanlış anlamalar, alınganlıklar veya menfaat çatışmaları sonucu kırgınlıklar ya da küskünlükler oluşabilmektedir. Ancak Peygamber Efendimiz, “Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah"ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman"ın din kardeşiyle üç günden fazla küs durması helâl olmaz!” 4 buyurmuştur. Hele küslük, eşler veya akrabalar arasında olursa bu, toplumun temeli olan aile birliğini bozar. Bu bakımdan arabuluculuk, İslâm"ın teşvik ettiği ahlâkî değerlerdendir. Öyle ki Resûlullah (sav) arabuluculuğun (nafile) namaz, oruç ve sadaka gibi ibadetlerden daha önemli olduğunu vurgulamıştır. Nitekim Ebu"d-Derdâ"dan nakledildiğine göre, bir keresinde Resûlullah (sav) etrafındakilere, “Size oruç, namaz ve sadakadan daha faziletli olan şeyi bildireyim mi?” diye sordu. Sahâbe, “Elbette ey Allah"ın Resûlü.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: “İki kişinin arasını düzeltmektir. İki kişinin arasını bozmak ise (imanı) kökünden kazır.” demiştir.5
Sevgili Peygamberimiz, bizleri kırgınlıkları gidermek için arabuluculuk yapmaya teşvik etmiş ve bizzat kendisi de birçok insanın ve kabilenin