barışmasına öncülük etmiştir.6 Sehl b. Sa"d es-Sâidî şöyle anlatır: “Kubâ"da yaşayan, Evs kabilesinin bir kolu olan Amr b. Avfoğulları kavga etmişler ve aralarında dargınlık oluşmuştu. Durum Resûlullah"a haber verildiğinde o, "Haydi onları barıştırmaya gidelim." diyerek yola koyuldu7 ve aralarını düzeltmek için ashâbıyla birlikte Amr b. Avfoğulları"nın mahallesine gitti. Giderken de Bilâl"e, "Ben gelmeden ikindi namazının vakti girerse, Ebû Bekir"e söyle, halka namazı kıldırsın." buyurdu.”8
Peygamberimiz zaman zaman ashâbıyla sohbet eder, onlara nasihatlerde bulunurdu. Günün birinde Ebû Eyyûb el-Ensârî"ye, “Ebû Eyyûb! Allah ve Resûlü"nün razı olacağı bir sadakayı sana söyleyeyim mi?” dedi. Ebû Eyyûb “Elbette” deyince Resûlullah, “Birbirlerine kin besleyip anlaşmazlığa düştüklerinde insanların arasını bulmaya çalış!” tavsiyesinde bulundu.9
Arabuluculuk, iki kişi veya topluluk arasında var olan çatışma, kavga, dargınlık ve küslük durumlarını ortadan kaldırma teşebbüsüdür; tarafsız üçüncü bir kişi aracılığı ile çatışmalara çözüm bulma uğraşısıdır. Bunu bilen Yüce Rabbimiz, çatışmaların önlenmesinde arabuluculuğa dikkat çekerek şöyle buyurmuştur: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin...” 10 Bir başka âyette de Allah Teâlâ, “Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka veya bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmek isteyenler müstesna. Kim Allah"ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.” 11 buyurmaktadır. Öte yandan Kur"an müminlerden, arabuluculuk yapmalarına engel olacak yeminlerden kaçınmalarını istemiştir. Rivayete göre Hz. Peygamber zamanında bazı kimseler yakınlarını ziyaret etmeyeceklerine veya insanların arasını bulma çabalarına destek olmayacaklarına dair yemin ediyor, sonra da yeminlerini bozamayacaklarını bahane ederek barışmaktan kaçınıyorlardı. Bunun üzerine Allah (cc), “İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah"ı engel yapmayın...” 12 âyetini indirdi.13 Şu hâlde İslâm, yeminlerin iyilik yapmaya engel kılınmasını yasaklamıştır. Peygamberimiz de Allah"a isyan anlamına gelen hususlarda nezrin yani söz vererek adakta bulunmanın geçerli olamayacağını vurgulamıştır.14
Bir hadisinde, “Bir Müslüman"ın din kardeşine üç günden fazla küs durması, (ve bu şekilde) karşılaştıklarında birbirlerinden yüz çevirmeleri helâl olmaz. Bunların en hayırlısı, önce selâm verendir.” 15 buyuran Allah Resûlü, küskünlüğün sürdürülmemesi gerektiğine vurgu yaparak, bu yolda ilk adımı atanı övmüştür.