ardından, “Ümeyye neredeyse şiirlerinin diliyle Müslüman olmuş.” demiştir.59 Halbuki Ümeyye, Ehl-i kitapla temas kurup, bir ara onların inançlarına kapılan, sonra bundan vazgeçip kendisine peygamberlik gelmesini uman bir adamdır. Kız kardeşinin hikâye ettiğine göre, evlerinin tavanı açılarak iki beyaz kuş tarafından uyurken göğsü açılan, ancak kuşların kalbine ilkâ ettiği gerçeği kabul etmeyerek reddeden ve “Allah benim iyiliğimi istedi, fakat ben onu kabul etmedim.” diyebilen bir şahsiyettir. Buna mukabil yazılarında ilk defa “Bismike Allâhümme/Senin adınla başlarım Allah"ım.” ifadesine yer veren de odur. Ümeyye, Bedir"de öldürülen müşriklere mersiye düzen bir inançsız,60 hatta azılı bir peygamber aleyhtarıdır. Bütün bunlara rağmen onun şiirlerini ibretle dinleyen Kutlu Nebî, bu tavrı ile sözün değerinin “hakikate tercüman olmasında” yattığını belirtmekte ve belki de, “Hakikat, mastarından bağımsızdır.” vecizesini telmih etmektedir.
Hakikati değil de safsata ve sefahati dillendiren her söz şiir olmasa da mezmumdur. Bu nedenle bazen Nebiyy-i Muhterem"in mescitte şiir inşâdından sakındırdığı aktarılır. Hatta kimi rivayetlerde onun, şiiri, insan için öldürücü tesiri olan irine benzettiği söylenir. Nitekim büyük sahâbî Ebû Saîd el-Hudrî"nin (ra) şahit olduğu bir vaka Medine"ye seksen mil (yaklaşık yüz otuz km.) uzaklıktaki Arc mevkiinde gerçekleşmiştir. Arc, Hz. Peygamber"in hicret sırasında dinlendiği, hacca giderken konakladığı, muhtelif vesilelerle çıktığı yolculuklarda mutlaka mola verdiği bir yerdir. Vadisi, geçidi ve dağlarıyla ünlü olduğu kadar oraya mensup şairleriyle de namlıdır. Hatta buraya özgü gizemli, efsunlu, büyülü anlatılar söz konusudur. Anlaşıldığı kadarıyla burası meczup bazı kimselerin anlamlı anlamsız sözler sarf ederek vadisinde, yamacında ve dar geçidinde kendilerini oyaladıkları bir mevkidir de. Ebû Saîd"in anlatısına göre, Hz. Peygamber"le bir gezinti yaparlarken aniden şair kılıklı birine rastlamışlar ve Allah Resûlü (as), “Tutun şu taşkını, yakalayın şu azgını! Yemin ederim ki, bir adamın içinin irinle dolması, şiirle dolmasından daha iyidir.” 61 demiştir. Bu kişinin nelerden söz ettiğine ne yazık ki vâkıf değiliz. Ancak onun, sözleriyle taşkınlığa, azgınlığa, süfliyata ve saçmalığa davet ettiği anlaşılmaktadır. O kişinin şeytana benzetilmesi ile söylediklerinin irinle mukayese edilmesi sözlerinin çürütücü, kokuşturucu ve tiksinti verici, belki de insanı çökertici bir içeriğe sahip olduğunu anımsatmaktadır.
Sözün büyüsü belki de buradan ileri gelmektedir. Söz ihya ettiği gibi, imha da eder. O nedenle Medine Mescidi"nde Hz. Peygamber dışında