Bir gün Medine"deki bir grup Yahudi, Hz. Peygamber"in yanına geldi. Bilinen selâmlama cümlesi olan, “es-Selâmü aleyküm” ifadesini basit bir kelime oyunuyla değiştirerek “es-Sâmü aleyküm” (Ölüm üzerinize olsun!) dediler ve Hz. Peygamber"e karşı büyük bir kabalık yaptılar. Orada bulunan müminlerin annesi Hz. Âişe, Yahudilerin bu kabalıkları karşısında kendini tutamadı ve onlara, “Allah"ın lâneti ve gazabı da sizin üzerinize olsun!” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Şefkat ve Merhamet Elçisi (sav) eşine hitaben, “Sakin ol ey Âişe! Kibar ve nazik olmalı, kaba davranmaktan ve çirkin konuşmaktan da sakınmalısın.” buyurdu.1 “Onların ne söylediklerini duymadın mı?” diye soran Hz. Âişe"ye, Resûlullah şu karşılığı verdi: “Ben de onlara "ve aleyküm" (sizin üzerinize de) diyerek karşılık verdim ya!” 2
Söz ve hareketlerinde kabalıktan uzak durmak, kırıcı olmamak; yapıcı, uzlaştırıcı ve nezaket sahibi olmak, kişinin hem iyi bir insan hem de olgun bir mümin olduğunun göstergesidir. Sevgili Peygamberimiz, “Mümin bal arısı gibidir. Temiz olanı yer, temiz olanı (balı) üretir, bir çiçeğe konduğunda onu kırıp bozmaz.” buyurmuştur.3 Bu teşbihiyle o, mümini, kırıp dökmeyen, temiz ve meşru işler yapan, yararlı ve nazik bir insan olarak tanımlamıştır. Diğer taraftan, kabalığı ve edepsizliği sebebiyle insanların terk ettiği ve etrafından uzaklaştığı kimseyi ise “en şerli kişi” olarak nitelemiştir.4 Peygamberimizin elinde ve evinde yetişen Enes b. Mâlik"in şu ifadeleri, Hz. Peygamber"in hizmetçilere ve çocuklara bile ne kadar anlayışlı ve zarif davrandığını ortaya koymaktadır: “Resûlullah"a on sene hizmet ettim, vallahi bana bir defa bile "Of!" demedi. Bir şey yaptığımda da, "Niçin böyle yaptın! Şöyle yapsaydın ya!" diyerek azarlamadı.”5 Çünkü sükûnet, yumuşak huyluluk ve nezaket, Rahmet Peygamberi"nin temel karakterini oluşturmakta, bu karakteriyle o (sav), bulunduğu her yeri güzelleştirmekteydi. “Rıfk (zarif davranış) işe güzellik katar, rıfktan (zarafetten) yoksunluk ise, işi kusurlu kılar.” 6 buyuran Allah Resûlü, “Rıfktan (zarafetten) mahrum olan, hayırdan da mahrum olur.” 7 hadisiyle kaba ve sert tabiatlı insanı hayırsız olarak nitelemektedir.
Allah Resûlü"nün tarifine göre, “Mümin, ırza, namusa dil uzatan, lânet eden, çirkin işler yapan, edepsiz konuşan kimse değildir.” 8