Hz. Peygamber Bakî" Kabristanı"na gider ve orada uzun bir müddet ayakta durur. Onu gizlice takip eden Hz. Âişe, Hz. Peygamber"in eve döneceğini anlayınca, koşarak Hz. Peygamber"den önce eve varır ve hemen yatağa girer. Ardından Hz. Peygamber de eve gelir ve Âişe"nin hâli dikkatini çeker. Aralarında şu konuşma geçer: “Ne oldu yâ Âişe, nefes nefese kalmışsın?” Âişe validemiz, “Bir şey yok.” der. Bunun üzerine Hz. Muhammed,“Ya söylersin yahut da en ince ayrıntısına kadar her türlü detaydan haberdar olan (Allah) bana mutlaka bildirir.” der.
Bunun üzerine Hz. Âişe olup biteni anlatır. Hz. Peygamber, Cebrail"in kendisini çağırdığı için dışarı çıktığını, uyuduğunu zannettiği Hz. Âişe"yi korkmaması için kaldırmadığını söyleyerek dışarı çıkmasının sebebini açıklar.11
Tecessüsün irtibatlı olduğu ikinci davranış ise gıybettir. Gizli hâllerin araştırılması, toplumda dedikoduya yol açabilir. Yahut da dedikodu yapmayı âdet edinmiş kimseler kendilerine malzeme temini için tecessüse yeltenebilirler. Peygamber Efendimiz, “Ey diliyle iman edip, kalbine iman girmemiş olan kimseler! Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların gizli hâllerini araştırmayın. Çünkü her kim onların gizli hâllerini araştırırsa Allah da onun gizli hâlini araştırır. Allah kimin gizli hâlini araştırırsa onu evinde (gizlice yaptıklarını ortaya çıkararak) bile rezil eder.” 12 buyurarak tecessüs ile gıybet arasındaki bağa dikkat çekmiştir. Elbette ki Cenâb-ı Hakk"ın, kulunun ayıp ve kusurlarını araştırması düşünülemez. O zaten kulunun yaptığı her şeyden haberdardır.13 Fakat burada vurgulanmak istenen konu, Allah"ın tecessüs eden kulunun ayıplarını ortaya çıkartıp onu herkesin önünde rezil edeceğidir.
Tecessüs, gıybeti doğurabileceği gibi insanlarla alay etmek gibi dinen yasaklanmış bir davranışa da insanı yöneltebilir. İnsan, tabiatı gereği eksik ve kusurlarını gördüğü kimse ile alay etmeye meyillidir. Bundan dolayı açığını gördüğü bir kimse ile alay etmesi çok sık karşılaşılan bir hadisedir. Bunun tersi yani alay etmek için tecessüs etmek de toplumumuzda yaygın olarak görülmektedir. İnsanların gülünç, kusurlu ve eksik yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak, Allah ve Resûlü"nün yasaklamış olduğu bir davranıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Kim din kardeşini bir günahtan dolayı ayıplarsa onu işlemeden ölmez.” 14
Tecessüs ile ayıplama arasında bulunan bu yakın ilişkiyi Kur"ân-ı Kerîm"deki âyetlerde de görebiliriz. Yüce Rabbimiz, insanların kusurlarını