Hadislerle İslâm Cilt 3 Sayfa 484

Peygamber Efendimiz (sav), “...Kim istemedikleri ya da ısrarla kaçındıkları hâlde bir grubun konuşmalarına kulak kabartırsa, kıyamet günü kulağına kurşun dökülür...” 8 buyurarak, başkalarının konuşmalarını gizlice dinlemenin âhiretteki cezasının şiddetine vurgu yapmaktadır. Başkalarının konuşmalarını dinlemek; aralarında gizlice konuşan bir topluluğun konuşmasına topluluğa dâhil olmayan bir şahsın kulak vermesi şeklinde olabileceği gibi kişinin, komşusunun konuşmalarını duvardan dinlemesi yahut da gizli kamera vasıtasıyla gizli hâllerin görüntülerinin kaydedilmesi, telefonların dinlenmesi şeklinde de olabilir. Ayrıca teknolojinin imkânlarını kullanarak başkalarının gizli bilgilerini ele geçirmek de Peygamber Efendimizin sakındırdığı tecessüs kapsamında ele alınabilir.

Tecessüs yasağını her fırsatta hatırlatan Peygamber Efendimiz bir defasında şöyle buyurmuştur: “Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizin konuştuklarına kulak kabartmayın, birbirinize kin beslemeyin. Kardeşler olun!” 9 Nitekim Kur"ân-ı Kerîm"de de, “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.” 10 buyrulmaktadır. Bu âyet ve hadiste müminlere açık bir şekilde emredilen husus kötü zan, tecessüs ve gıybetten uzak durulmasıdır. Burada yasaklanan üç davranış, aralarındaki irtibattan dolayı peş peşe zikredilmiştir. Çünkü kötü zan insanı tecessüse, tecessüs de insanı gıybete götürür.

Zan, insanı tecessüse götüren önemli bir etkendir. İnsan bir konuda kesin olmayıp yalnızca tahminlere dayanan bilgilere sahip olursa doğal olarak meraklanır ve o mevzuda kesin bilgiye ulaşmak için araştırma yapma ihtiyacı hisseder. Bu araştırma bir insanın özel hayatı veya kusurları ile ilgili olması durumunda, kötü niyetle olsun veya olmasın Peygamberimiz tarafından hoş görülmemiştir. Nitekim Hz. Âişe ile Peygamberimiz arasında geçen şu hadise, insanın kötü niyetle olmasa dahi böyle bir araştırma içerisinde bulunmasının doğru olmadığını göstermektedir:

Peygamber Efendimiz, yatsı namazından sonra evine gelir ve uyumak için dışarıda giydiği elbisesini, ayakkabılarını çıkarır ve yatağına uzanır. Bir müddet sonra eşi Âişe"yi uyandırmamak için yavaşça elbiselerini giyer ve dışarı çıkar. Fakat Âişe validemiz henüz uyumamıştır. Hz. Peygamber"in sessizce dışarı çıkması, onu meraklandırmış olmalı ki hemen kalkıp üzerini giyinir ve Hz. Peygamber"in peşine düşer.

    

Dipnotlar

8 B7042 Buhârî, Ta’bîr, 45

حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ تَحَلَّمَ بِحُلُمٍ لَمْ يَرَهُ ، كُلِّفَ أَنْ يَعْقِدَ بَيْنَ شَعِيرَتَيْنِ ، وَلَنْ يَفْعَلَ ، وَمَنِ اسْتَمَعَ إِلَى حَدِيثِ قَوْمٍ وَهُمْ لَهُ كَارِهُونَ أَوْ يَفِرُّونَ مِنْهُ ، صُبَّ فِى أُذُنِهِ الآنُكُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ، وَمَنْ صَوَّرَ صُورَةً ، عُذِّبِ وَكُلِّفَ أَنْ يَنْفُخَ فِيهَا ، وَلَيْسَ بِنَافِخٍ » . قَالَ سُفْيَانُ وَصَلَهُ لَنَا أَيُّوبُ . وَقَالَ قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَوْلَهُ مَنْ كَذَبَ فِى رُؤْيَاهُ . وَقَالَ شُعْبَةُ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ الرُّمَّانِىِّ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ قَوْلَهُ مَنْ صَوَّرَ ، وَمَنْ تَحَلَّمَ ، وَمَنِ اسْتَمَعَ . حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ خَالِدٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ « مَنِ اسْتَمَعَ ، وَمَنْ تَحَلَّمَ ، وَمَنْ صَوَّرَ » . نَحْوَهُ . تَابَعَهُ هِشَامٌ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَوْلَهُ . D5024 Ebû Dâvûd, Edeb, 88. حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَسُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ صَوَّرَ صُورَةً عَذَّبَهُ اللَّهُ بِهَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَنْفُخَ فِيهَا وَلَيْسَ بِنَافِخٍ وَمَنْ تَحَلَّمَ كُلِّفَ أَنْ يَعْقِدَ شَعِيرَةً وَمَنِ اسْتَمَعَ إِلَى حَدِيثِ قَوْمٍ يَفِرُّونَ بِهِ مِنْهُ صُبَّ فِى أُذُنِهِ الآنُكُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .

9 B5143 Buhârî, Nikâh, 46.

حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنِ الأَعْرَجِ قَالَ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ يَأْثُرُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ ، فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ ، وَلاَ تَجَسَّسُوا ، وَلاَ تَحَسَّسُوا ، وَلاَ تَبَاغَضُوا ، وَكُونُوا إِخْوَانًا » .

10 Hucurât, 49/12.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ ﴿12﴾