“Yönetici, halka sû-i zan ile muamele ederse onları yoldan çıkarır.” 27 buyurarak bu konudaki ölçüyü bize açıklamaktadır. Dolayısıyla yapılacak araştırmalar kesin sonuçlara ulaşmadan kişilerin zan altında bırakılmaması dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur. Yine Allah Teâlâ, “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” 28 buyurarak kesin bilgi sahibi olunmadan kişileri töhmet altında bırakmanın vebaline dikkat çekmektedir.
İdarenin yapmış olduğu soruşturmalar dinen yasaklanan tecessüs kapsamına girmediği gibi evlenilecek kişinin, iş ortaklığı yapılacak şahısların araştırılması gibi bazı konularda soruşturma yapılması tecessüs olarak görülmez. Bilakis bu konularda araştırma yapılması kurulacak akdin devamlılığı için gereklidir. Yine toplumda fakirlerin ve muhtaçların tespit edilip ihtiyaçlarının giderilmesi için araştırma yapılması da tecessüs değil kardeşliğin bir gereğidir. Peygamber Efendimiz, “Müslüman Müslüman"ın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşman eline vermez (himaye eder). Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim de bir Müslüman"ın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sayesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim dünyada, bir Müslüman"ın (ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onun (ayıbını) örter.” 29 buyurarak muhtaçlara yardımı ve ayıplarını örtmeyi teşvik etmektedir.
İslâm, tecessüsü yasaklamakla birlikte, kişinin elinde olmayan sebeplerle başkasının ayıp ve kusurlarına şahit olması durumunda bile onları örtmesini öğütlemektedir. Peygamber Efendimiz (sav), “Bir kul bir başka kulu(n ayıbını) dünyada örterse, Allah da kıyamet günü onu(n ayıbını) örter.” 30 buyurarak ayıpların üzerinin örtülerek gizli kalmasını tavsiye etmektedir. Çünkü bu ayıplar kul ile Rabbi arasındadır. Rabbimiz kulunun durumuna göre dilerse o hatalarını affeder, dilerse karşılığında hak ettiği cezaya çarptırır.
Dinimizin tecessüsü yasaklaması, toplum içerisinde oluşabilecek huzursuzluk ve fesadı önlemek gibi bir gayeye dayanmaktadır. Peygamber Efendimiz, toplum huzurunu sağlamak için kırgınlık ve dargınlıklara sebep olan tecessüsün bırakılıp bunun yerine kardeşlik bağlarının pekiştirilmesini şu sözleri ile öğütlemektedir: “...Birbirinizin gizli hâllerini araştırmayın, başkalarının konuştuklarına kulak kabartmayın, birbirinize karşı kin beslemeyin ve kardeş olun!” 31