İnsanlar arasındaki aldatma çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır. Ancak bu noktada Hz. Peygamber"in Müslümanların ticarî faaliyetlerine ilişkin yaptığı uyarılar belirgin bir biçimde öne çıkmaktadır. Meselâ, kendi döneminde pazara mal satmaya gelen köylüleri yolda karşılayan tüccarlar, fiyatlar henüz belirlenmeden malları ucuza almaya çalışırlardı. Alıcı gibi davranarak müşteri kızıştıranlar da mevcuttu. İnsanların kandırılmasını engellemek isteyen Peygamber Efendimiz, bu tür uygulamalardan uzak durulmasını istemişti.9
Çarşı ve pazar gibi yerler ahlâkî olgunluğa erişmemiş, kendi menfaatlerini ön plana çıkaran kişiler için yalana, hileye, haksızlığa daha müsait ortamlardı. Resûl-i Ekrem"in, “Allah"a en sevimli yerlerin mescitler; en sevimsiz yerlerin ise çarşılar olduğu” 10 sözü hem bu gerçeğe dikkat çekiyor hem de böyle yerlerde özel bir duyarlılıkla hareket edilmesi gerektiğini hatırlatıyordu.
Yine Allah Resûlü, bir mümine zarar verenin, onu aldatanın Allah"ın rahmetinden uzak kalacağını bildirmiş,11 “Arabozuculuk yapan, yaptığı iyiliği başa kakan ve cimri olan kimse cennete giremez.” 12 buyurmuştu. Aldatanların, şefaatinden mahrum kalacakları ve sevgisini kazanamayacakları uyarısında bulunmuştu.13 Hatta malını satmak için çokça yemin edenlerin14 ve malındaki kusuru açıklamadan satan kimselerin Allah"ın gazabına uğrayacaklarını ve melekler tarafından lânetleneceklerini haber vermişti.15 Karaborsacılık yapanları günahkâr olarak nitelemiş,16 insanların kandırılması ihtimali olan alışveriş türlerini yasaklamıştı.17 Bu konuda bir uyarı da Ebû Hüreyre"den gelmişti. O, sattığı süte su karıştırarak insanları aldatan birine şöyle diyordu: “Kıyamet gününde, "Suyu sütten ayır! denildiğinde ne yapacaksın?” 18
Ölçü ve tartı konusunda tam bir keyfîliğin hüküm sürdüğü câhiliye toplumunda insanlar, kendileri bir şey satın alırken ölçü ve tartıyı tam tutuyor, başkalarına satarken eksik yapıyorlardı. İşte, “ölçü ve tartıda hile yapanlar” anlamına gelen Mutaffifîn sûresinin ilk âyetleri bu konuda nâzil olmuş ve bundan sonra Müslümanlar bu konuda daha hassas davranmaya başlamışlardı.19
Esasen bir kimsenin, başkalarını aldatsa bile, insanların yaptığı her şeyden haberdar olan Yüce Rabbimizi20 aldatması mümkün değildir. Bu yüzden Yüce Allah"ın kullarını ve dolayısıyla o kulların Rabbi olan Allah"ı kandırdığını düşünen, gerçekte sadece kendini kandırmaktadır: “Onlar