haber vermiştir.9 “Sizden biriniz hizmetçisini döveceği zaman hemen Allah"ı hatırlasın da elini çeksin.” 10 buyurmuş, onlara iyi muamele etmenin gereği üzerinde ısrarla durmuştur. Onları zayıflığından dolayı aşağılayıp istismar etmenin ancak câhiliye zihniyetine uygun olabileceğini söylemiş, kişinin hizmetçisine yediğinden yedirmesini, giydiğinden giydirmesini, taşıyamayacağı yükü yüklememesini, yüklediyse de yardımcı olmasını tavsiye etmiştir.11 Aynı şekilde toplumda nüfuz sahibi olan kimselerin diğer insanların haklarına tecavüz etmesine de asla müsaade etmemiştir. Gençliğinde, zayıfları korumak, onların itibar sahibi kimseler tarafından ezilmesini, istismar edilmesini engellemek amacıyla kurulan Hilfü"l-Füdûl (Erdemliler Sözleşmesi) ismiyle meşhur antlaşmaya katılmış, peygamber olduktan sonra da bu antlaşmadan övgüyle bahsetmiştir.12 Sosyal statüsü ne olursa olsun bütün insanları eşit gören, onları maddî özelliklerine göre değil ancak Allah"a bağlılıklarına ve samimi inançlarına göre üstün tutan13 İslâm Dini, bu tür istismarların önünü tamamen kapatmıştır.
İstismara uğrayan bir başka grup ise hayvanlardır. Akıl sahibi insanların dahi istismar edildiği göz önüne alınırsa, hayvanların kolaylıkla menfaat aracı olarak kullanılması şaşılacak bir durum olmasa gerektir. Hayvanların insanların zevklerine alet edilerek dövüştürülmesi veya vahşice öldürülmesi, vücut yapılarına uygun olmayan işlerde, ağır koşullarda, ihtiyaçları yeterince gözetilmeden çalıştırılması, hayvan istismarının en çok görülen şekilleridir. Hâlbuki dinimizde hayvanların yaratılış amacına uygun kullanılması emredilmiş,14 onlara merhametli davranarak iyilikte bulunmak fazilet sayılmıştır.15 Açlıktan âdeta karnı sırtına yapışmış bir deve gördüğünde, “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah"tan korkun! Binmeye elverişli iken onlara binin; yemeye elverişli iken ise onları yiyin.” uyarısını yapan Resûlullah,16 hayvanları hapsederek öldürmeyi17 ve onları canlı hedef yapmayı18 kesinlikle yasaklamıştır.
İstismara malzeme olan unsurlar somut olabileceği gibi, duygular, değerler gibi soyut olgular da olabilir. Günümüzde özellikle insanların merhamet duygularını ve iyi niyetlerini kötüye kullanarak haksız kazanç elde eden dilenciler yaygınlaşmıştır. “Allah rızası için.” diyerek el açan bu kişiler, aynı zamanda insanların samimi inançlarını da istismar etmekte, kendi çıkarlarına Allah"ın ismini alet etmektedirler. Bu nedenle Allah Resûlü, “Az olsun çok olsun, servetine servet katmak için başkalarından dilenen kişi, kor ateş dilenir.” 19 diyerek inananları dilencilikten sakındırmıştır.