Resûlullah (sav) da heyecanla, “Hayır! Hayır! Zalimin zulmünü önlemedikçe size de kurtuluş yoktur!” buyurmuştur.37
Bir haksızlığa şahit olan herkes, en az haksızlığa uğrayan kişi kadar zulme karşı koymak, direnmek ve engellemeye çalışmakla sorumludur. Zira toplumsal duyarlılığın azalması, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” gibi sorumsuz ve vurdumduymaz bir yaklaşımın artması, bütün toplumun zarar görmesine sebep olacaktır. Bu nedenle, değil zulme razı olmak, zulmedenlere meyletmek bile Kur"an"da yasaklanmış,38 zulme uğrayanların hakkını savunmak için savaşmayanlar ise kınanmıştır.39 Zulme engel olunmadığı takdirde toplumda haksızlıkların önü alınamayacak, güçlü ama zalim kimselerin toplumun huzurunu bozması kaçınılmaz olacaktır. Adaletin hâkim olmadığı, haksızlığın hüküm sürdüğü bir toplum ise Allah"ın hoşnutluğunu ve yardımını kazanamayacaktır. Zira Kur"an"ın açıkça bildirdiğine göre, “Zalimler kurtuluşa eremeyecektir.” 40 İşte böyle bir tabloyu tasvir ederken Hz. Peygamber, zalimin yaptıklarının açıkça söylenmediği, bir anlamda zulme karşı sessiz kalındığı zamanlarda bu duruma seyirci kalanların da zalime destek vermiş gibi değerlendirileceğini belirtmiştir.41
Bu arada zulüm görenlerin de sorumluluklarının olduğu unutulmamalıdır. Mazlumlar zulme boyun eğmemeli, mümkün olduğu kadar zalime fırsat vermemelidir. Bu yüzden Allah Resûlü, “Kim malını korumak uğruna öldürülürse şehittir.” buyurmuş,42 zulme uğrayarak öldürülen Müslümanların da o yüce mertebeye ulaşacaklarını haber vermiştir.43
Öte yandan mazlum, kendisine zulmedildi diye karşısındakine daha fazlasını yapmaya çalışmamalı, haklıyken haksız konuma düşmemelidir. Hz. Peygamber, bu tehlikeye karşı ashâbını uyarırken,“Herkes iyilik yaparsa biz de yaparız, herkes zulmederse biz de zulmederiz, diyen ilkesiz kimseler olmayın. Aksine kendinize iyilik yapanlara karşı iyilik yapmayı, kötülük yapanlara karşı ise zulmetmemeyi ilke edinin.” 44 buyurmuştur. Resûlullah"ın (sav) şu ifadesi de aynı amaca yöneliktir: “Karşılıklı küfreden iki kişinin günahı, mazlum taraf ileri gitmedikçe küfretmeyi başlatan kimseyedir.” 45
Hz. Peygamber her fırsatta başkasına zulmedenin dünyada ve âhirette cezasız kalmayacağını bildirmiştir. İşte bu yüzden Resûlullah (sav) değerli sahâbîsi Muâz b. Cebel"i Yemen"e gönderirken, zekât tahsili sırasında mal sahiplerine haksızlık yapmamasını tavsiye ederek, “...Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında hiçbir perde yoktur.” demiş,46 mazlumun bedduasını almamaları konusunda insanları uyarmıştır.47