Resûl-i Ekrem"in öğretisine göre, “Sıla-i rahim yapan, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onlara iyilik yapandır.” 37 Nitekim bir adam Efendimize gelerek, “Yâ Resûlallah! Benim yakınlarım var! Ben onlarla irtibatımı sürdürüyorum, onlar benimle alâkayı kesiyorlar! Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar! Ben onlara yumuşak davranıyorum, onlar bana kaba davranıyorlar!” der. Bunun üzerine o, “Eğer dediğin gibi isen, neredeyse onlar senin iyi davranışların karşısında eziliyorlar! Sen böyle devam ettikçe Allah onlara karşı daima sana bir yardımcı verecektir!” buyurur.38
Konuyla ilgili çeşitli rivayetlerde Hz. Peygamber, akrabalık ilişkisini kesenle ilişki kurmayı, vermeyene vermeyi ve sataşanı affetmeyi, faziletlerin en üstünü olarak anmıştır.39
Allah Resûlü"nün dostlarından Ukbe b. Âmir anlatıyor: “Bir gün Resûlullah (sav) ile karşılaştım. Hemen elimi uzattım ama o benden evvel davranıp benim elimi tuttu ve "Ey Ukbe! Sana dünya ve âhiret ahlâkının en faziletlisini haber vereyim mi?" dedikten sonra şunları sıraladı: "Seninle ilişkiyi kesen yakınlarla ilişkini sürdürürsün, sana vermeyene sen verirsin, sana zulmedeni affedersin." ”40
Nebevî öğretiye göre, “Akraba ile bağı koparmaya yemin de edilmez, nezir de!” 41 Nitekim malı mülkü olan sahâbîlerden Mâlik b. Nadle el-Cüşemî, amcasının oğluna bir şey vermemeye ve onunla ilişkiyi sürdürmemeye yemin ettiğini söyleyince Hz. Peygamber ondan, daha hayırlı olanı yapmasını ve yemininin kefaretini ödemesini istemiştir.42
Allah Resûlü"nün bazı hadislerinde akrabalar arası ilişkiler, doğrudan iman ile de irtibatlandırılmış, bazılarında ise söz konusu bağı koparmanın doğuracağı olumsuz sonuçlara işaret edilmiştir:
“Kim Allah"a ve âhiret gününe inanıyorsa, misafirine ikramda bulunsun. Kim Allah"a ve âhiret gününe inanıyorsa, akraba ilişkilerini sürdürsün...” 43
Resûlullah (sav) bir hitabesinde de şöyle buyurdu: “Cimrilikten sakının, çünkü sizden öncekiler cimrilik sebebiyle helâk oldular. Cimrilik onları vermemeye sevk etti de vermediler, akrabaya iyiliği kesmeye sevk etti de kestiler, günah işlemeye sevk etti de günah işlediler.” 44
Soy ve kan bağının yanı sıra burada bir de mânevî yakınlıktan söz edilebilir. Hz. Peygamber"in miras bırakmadığını naklettikten sonra Hz. Ebû Bekir"in, “Allah"a yemin ederim ki Resûlullah"ın yakınları, bana kendi yakınlarımdan daha sevimlidir.” demesi bunu gösterir.45