“(Onun sütkardeşin olduğu) söylendikten sonra evlilik nasıl olur?” dedi. Onlar da ayrılıp başkaları ile evlendiler.12
Hz. Peygamber süt akrabalığını soy akrabalığı gibi değerlendirirken günümüzdeki anlamıyla meselenin fizyolojik, sosyolojik veya psikolojik boyutlarını açıklamıyordu. Anne sütü almanın insan genleri üzerindeki etkisini bilimsel anlamda anlatmıyordu ama süt akrabalığının oluşmasını, çocuğun beslenme açısından anne sütüne ihtiyaç duyduğu zamanla sınırlandırıyordu. Bir gün Allah Resûlü, Âişe"nin odasına girdiğinde yanında bir adam gördü. Bu durum hoşuna gitmemiş ve sanki yüzünün rengi değişmişti. Bunun üzerine Âişe, “Bu benim sütkardeşimdir.” dedi. Resûlullah ise muhtemelen Hz. Âişe"nin bu konuda emin olup olmadığını anlamak amacıyla, “Sütkardeşlerinizin kim olduğuna dikkat edin! Çünkü (haram kılan) süt emme ancak açlıktan dolayı olur.” 13 diyerek onu uyardı.
Süt akrabalığının meydana gelmesinde emme dönemi ve emilen süt miktarı olmak üzere iki şart göz önünde bulundurulmuştur. Buna göre süt akrabalığı ancak ilk iki yaş içinde emilen süt ile gerçekleşir.14 Zira Kur"ân-ı Kerîm"de çocuğun sütten ayrılmasının iki yıl içinde olacağı zikredilmektedir.15 Abdullah b. Ömer de büyüğün emmesinin muteber olmadığını, ancak küçüklükte emilen sütün akrabalık meydana getireceğini söylemiştir.16 Emilen süt miktarı konusunda ise farklı rivayetler bulunmaktadır. Bir kısmında doyuruculuk ve çocuğu geliştirme, bir kısmında ise kaç defa ve ne kadar emildiği dikkate alınmaksızın mutlak anlamda emme esas alınmıştır. Bu farklı görüşlerin benimsenmesinde delil alınan rivayetler şunlardır: “Ancak ete dönüşen ve kemiği geliştiren süt emme, haram kılar.” 17 “Ancak doyuran süt emme, (evliliği) haram kılar.” 18 Bu rivayetlere göre bir veya iki defa emmek, haram kılmamaktadır.19 Bazı rivayetlere göre ise çocuğun bir defalık emmesi bile evlilik engeli oluşturmaktadır.20
Nasıl öz anne bin bir zahmetle dünyaya getirip yetiştirdiği yavrusu üzerinde hak sahibi oluyorsa, sütanne de emzirdiği çocuğa sütüyle can verdiği için hak sahibi olmaktadır. Bu bakımdan emzirme hakkı da gayet önemli addedilmiş, hatta Haccâc b. Haccâc el-Eslemî, süt emmenin hakkını nasıl ödeyeceğini Resûlullah"a sormuştur. Peygamber Efendimizin cevabı şöyledir: “Bir köle veya cariye (vererek).” 21
Sevgili Peygamberimiz (sav) süt hakkına en güzel şekilde riayet etmişti. Nitekim o, ilk sütannesini hiç unutmamıştı. Bu yüzden Mekke"de iken onun ziyaretine gitmeyi ihmal etmezdi. Yaşadığı sürece ona daima