Kadınlar hem cuma namazı kılmanın verdiği huzuru buluyor hem de Hz. Peygamber"den alacakları eğitimi aksatmıyorlardı. Meselâ Ümmü Hişâm bnt. Hârise b. Nu"mân gibi, “Kâf sûresini, her cuma hutbede okurken, bizzat Resûlullah"ın ağzından ezberledim.”17 diyebiliyorlardı.
Diğer yandan Hz. Peygamber"in özel isteği üzerine yaşlısıyla genciyle bütün hanımların bayram namazlarında namazgâha çıktıklarını söyleyen Ümmü Atıyye, âdetli hanımların da namaz kılmasalar bile cemaatin arkasında durmak suretiyle eğitim ve ibadet birlikteliğine dâhil olduklarını söylemiştir.18 Böylelikle erkeklerin "Allâhü ekber" nidalarına ortak olup onlarla birlikte dualar ederek hem hutbeden hem de bayram gününün bereketinden nasiplerini aldıklarını anlatmıştır.19 Allah Resûlü, kadınların en önemli eğitim mekânı olan mescide gelmelerini o kadar önemsiyordu ki mescide gelecek elbisesi olmadığını söyleyen bir hanıma, arkadaşından ödünç almasını tavsiye etmiştir.20
Bayram münasebetiyle ashâbına hitap ettiği zamanlarda kadınları da ihmal etmeyip yanlarına gelerek onlarla özel sohbet eden ve onlara has birtakım uyarı ve tavsiyelerde bulunan Hz. Peygamber"in bu çabaları karşılıksız kalmıyordu. Onun eğitimine kulak veren hanımlar, duyup öğrendiklerini derhâl uygulamaktan geri durmuyorlardı. Nitekim bir bayram namazı sonrasında Allah Resûlü, hanımların hutbeyi işitememiş olduklarını düşünerek yanlarına kadar gidip nasihatlerde bulunmuş ve onları sadaka vermeye teşvik etmişti. Hanımlar da hiç tereddüt etmeksizin yanlarında bulunan ziynet eşyalarından ne varsa sadaka olarak infakta bulunmuşlardı. O kadar ki entarisini kaldırarak takıları toplayan Bilâl"in etekleri ziynetle dolup taşmıştı.21
Abdullah b. Mes"ûd"un hanımı Zeyneb, Resûlullah"ın infakta bulunma konusundaki ısrarlı tavsiyelerini duyduktan sonra sadakasını fakir olan kocasına ve yeğenlerine vermeyi düşünmüş, bunu kocasına söylediğinde o da Resûlullah"a sormasını istemişti. Bunun üzerine Zeyneb, Peygamberimizin yanına gelmiş ancak kapının önünde ensardan Zeyneb isimli bir başka hanımın daha beklediğini ve onun da aynı şeyi sormaya geldiğini görmüştü. Konuyu Bilâl-i Habeşî aracılığı ile Hz. Peygamber"e danıştıklarında, Allah"ın Resûlü bu fikri onaylayarak çifte ödül vaad etmişti: “Evet olur, hem de iki yönlü sevap olur: Yakın akrabayı gözetme sevabı ve sadaka sevabı.” 22
Peygamberimiz kadınların eğitilmesini ve eski hatalı alışkanlıklarından arınmasını o kadar çok önemsiyordu ki hanımlar arasında yaygın olan