yanlışları onları bizzat uyararak engellemeye çalışmıştı. Nitekim ölünün ardından yas tutarken bağıra çağıra ağlayıp isyan etme, câhiliye kadınları arasında yaygın bir âdetti. Kadınların bu geleneği terk etmede zorlandıklarını23 bilen Allah Resûlü, onları özel olarak ikaz etmiş ve böylesine yanlış bir alışkanlıktan vazgeçmeleri için kendilerinden ayrıca söz almıştı.24
Hz. Peygamber, ashâbının sadece iman ya da ahlâk eğitimine ağırlık vermekle yetinmemiş, okuma yazma ve ilimle meşgul olma noktasında da onları teşvik etmiştir. Kendisinden öğrenilenlerin, başkalarına da öğretilmesini emir ve tavsiye ederken25 ya da âlimleri peygamberlerin vârisleri kabul ederken26 cinsiyet ayrımına gitmeksizin bütün inananları muhatap almıştır. Aynı şekilde Peygamberimizin, öğrenenin de öğretenin de ecir ve mükâfatta eşit paylara sahip olacağını27 ve insanların en hayırlıları sayılacağını28 belirtirken de kadını erkekten ayırmayan kuşatıcı bir dil kullanması son derece dikkat çekicidir. Dahası toplumun her tabakasına mensup kadınların eğitimine önem veren Allah Resûlü sadece varlıklı ve hür kadınların değil cariyelerin de güzel bir eğitimden geçmesini isteyerek şöyle buyurmuştur:“Bir adam cariyesini güzelce terbiye eder ve ona iyi bir eğitim verir, sonra da azat edip onunla evlenirse, kendisine iki kat ecir vardır...” 29
Hz. Peygamber döneminde kadınların nebevî öğretiye olan teveccühlerinin yanı sıra öğrenmeye ve öğretmeye de büyük ilgi gösterdiklerini görüyoruz. İslâmiyet"ten önce okuma yazma bilmekte olan Şifâ bnt. Abdullah, Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa"ya okuma yazma öğretmişti.30 Yine Hz. Âişe, Ümmü Seleme, Kerîme bnt. Mikdâd, Ümmü Gülsüm bnt. Ukbe ve Âişe bnt. Sa"d, okuma yazma bilen kadınlar arasındaydı.31
Diğer taraftan pek çok sahâbî hanım, Resûlullah"tan hadis rivayet edenler arasında yer almıştır. Resûlullah"ın hanımları arasında kendisinden en çok hadis rivayet etmiş olan Hz. Âişe"nin ilmî yönü ise ayrıca zikretmeye değerdir. Zira o, sadece kadınlar arasında değil, sahâbî âlimler arasında da sahip olduğu ilim, irfan ve muhakeme gücüyle öne çıkmıştır. Pek çok sahâbî, dinî meselelerde onun bilgisine müracaat etme ihtiyacı hissetmiştir. Hz. Âişe"nin bilgisi, dinî konularla da sınırlı değildir. Kendisi edebiyat, şiir, tarih ve tıp alanında da donanıma sahip bir hanımdır.32
Allah Resûlü, kadınıyla erkeğiyle yaratılış amacından sapmış, imanî ve ahlâkî anlamda yozlaşmış bir toplumun ıslahı için gönderilmişti. Tebliğ görevini ifa ederken kadın erkek ayırımı gözetmemiş, bütün muhataplarının eğitimine ayrı ayrı itina göstermişti. İslâm"dan önce toplumun