(cehenneme) gireceklerdir.” 27 âyeti inince yanında yetim bulunanlar hemen Hz. Peygamber"in meclisinden ayrılıp o yetimin yemeğini kendi yemeklerinden, içeceğini de kendi içeceklerinden ayırmışlardı. Bu sefer de yetimin sofrasındaki yemeğinden bir miktar artmaya başladı. Yetimin malını haksız yere yemeyelim diye onlar kalan yemeği de saklıyorlardı. Ama bu yemek beklediği için bozuluyordu. Bu durum ashâba zor gelmeye başladı. Olanı biteni Allah Resûlü"ne anlattılar. Çok geçmedi ki, “Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” 28 âyet-i kerimesi indi. Bunun üzerine sahâbe-i kirâm yetimlerin yiyeceklerini kendi yiyecekleriyle, içeceklerini de kendi içecekleriyle karıştırdılar.29
Sahâbenin bu hassasiyeti, Peygamber Efendimizin cennette kendisine komşu olacağını müjdelediği30 “kâfilü"l-yetîm” yani yetime kol kanat geren kimse olmak içindi. Sözlüklerde “kâfil” kelimesi kefalete bağlanıyor ve her ikisi de “kifl”e dayanıyor. “Kifl” ise eyer, elbise, kat, pay ve savaşta firar etmek için arkada kalanlar demektir.31 Aslında bu hâliyle hadiste kullanılması son derece manidar bu kelimenin... Yetime kol kanat geren, yemeyip yediren, giymeyip giydiren demektir kâfilü"l-yetîm...
Yetim babası, yetimi kendi çocuklarından ayırmadan kol kanat geren anne, yetim yavrunun hayattaki nasibine tutunması için vesile olur. Onu soğuk kış gecelerinde sevgi ve şefkat yumuşaklığıyla sarmalayan elbise olur... Karşılıksız değildir bu. Zira yetime arka çıkan kişi, “Ey iman edenler! Allah"a karşı gelmekten sakının ve Peygamberi"ne iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” 32 âyetinde geçen ve “kifleyn” diye ifade edilen “iki kat pay” ın talibidir artık...