Onlar Ümmü"d-Derdâ"nın yanındaki yetimler gibi, Allah Resûlü"nden müjde, müminlerden ilgi ve şefkat görmeyi umut ederler.
Kızı Fâtıma, yanında iki hanımla birlikte gelerek, savaş esirlerinden ev işlerinde kendilerine yardımcı olacak kadınlar tahsis etmesini istediklerinde, “Bedir"in yetimleri sizden daha önceliklidir.” demişti Peygamber Efendimiz.20 Onun, yetimi kollama ve gözetme arzusu, rivayetlerin arasından gönüllerimizin derinliklerine işlemelidir.
Allah Resûlü, “Her türlü malda zekâttan başka ödenmesi gereken haklar da vardır.” buyurmuştur.21 Yetimi gözetmek bizim yetimlere yaptığımız bir ikramın ötesinde, üzerimizdeki en büyük sorumluluklardandır. Allah Resûlü üzerimizdeki bu sorumluluğu şu âyeti okuyarak açıklamıştır: “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah"a, âhiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah"a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” 22
Yetim malı yemek ne büyük günahtır! Cana kıymak, iftira atmak gibi hususlarla beraber, insanlığı felâkete sürükleyen yedi büyük günahtan biri olarak Allah Resûlü"nün dilinde yer bulan bu günah,23 tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözeten yüksek bir inancın ve medeniyetin temsilcisi olarak bizler için affedilemez bir davranıştır. Bilakis bizler için anne ve babalarından birer yadigâr ve Allah"ın birer emaneti olan yetimleri gözetmek, cennete açılan kapıdır.
Yetim malı yemekten sakındıran bu uyarılarla birlikte, yetimin bakımıyla ilgilenen kişinin fakir olması hâlinde, ihtiyacı oranında bu maldan almasına müsaade edilmiştir.24 Resûl-i Ekrem Efendimiz, kendisine gelip fakir olduğunu, fakat baktığı bir yetimi bulunduğunu söyleyen bir adama; israf etmemek, saçıp savurmamak ve malı kendi üzerine geçirmemek şartıyla o yetimin malından harcamada bulunabileceğini söylemiştir.25
Abdullah b. Abbâs"ın naklettiğine göre, “Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız ergenlik çağına erişinceye kadar (onun malına) en güzel biçimde yaklaşabilirsiniz.” 26 âyeti ile “Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe