ve bereketli bir hayat bahşeder. Bu sayede insanlar yaşama sevincini elde ederler ve böylece hem bu dünyada hem de âhirette mutlu olurlar.
Mümin kulun diğer insanlara karşı sorumluluğu ve onlarla ilişkisi sadece yakın çevresi ile sınırlı değildi. Resûlullah kimsesize ve yolda kalana sahip çıkmanın da Müslümanların vazifesi olduğunu bildirmiş, nitekim bir defasında perişan kıyafetlerle huzuruna varan Mudar kabilesinden bir grup bedevîye yardım için Medinelileri seferber etmişti.35 Müslümanlar için sosyal hayat, içinde yaşadıkları bütün toplumu kapsamaktaydı. Allah Resûlü erkek, kadın, çocuk, köle ya da hizmetçi ayrımı yapmadan herkesi sosyal hayatın parçası olarak görmekteydi. Bu noktada, kadınların cemaatle namaza katılmalarını teşvik eder,36 onların eğitim ve öğretimlerine özel zaman ayırırdı.37 Yolda yürürken çocuklara rastladığında onlara selâm verir,38 yanaklarını okşardı.39 Köle ve hizmetçilerin insanların kardeşleri olduğunu hatırlatır, onlara yediğinden yedirmeyi, giydiğinden giydirmeyi tavsiye ederdi.40 Nitekim o, bir zamanlar köle olan Bilâl-i Habeşî"ye Peygamber müezzini olma şerefini yaşatmıştı.
Hz. Peygamber Müslüman olmayanları da toplumun birer ferdi olarak dikkate alırdı. Bu nedenle iman ehli olmasalar da müminlerin gayri müslimlere karşı Allah katında sorumlu olduklarını hatırlatmıştı. O, İslâm toplumunun koruması altında yaşayan bir gayri müslimin canına kast edenin, âhirette kırk yıllık mesafeden dahi duyulan cennetin kokusunu duyamayacağını bildirmişti.41 “Allah sizinle din uğruna savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz.” 42 âyet-i kerimesi gereğince, savaş hâli dışındaki zamanlarda onlarla en güzel şekilde medenî ilişkiler kurmayı tavsiye etmişti.
Sosyal hayat, kişiye çeşitli haklarla birlikte sorumluluklar da getirir. Dolayısıyla insanın kendisi kadar başkalarını da dikkate alması, sınırlarının farkında olması ve toplum içerisinde ona göre hareket etmesi gerekir. Hz. Peygamber bu sorumluluk bilincini, toplumun farklı kesimlerini temsil eden gemi hadisiyle ifade etmiştir. Buna göre gemiyi paylaşanların bir kısmı üst tarafında, bir kısmı da alt tarafında yolculuk etmeye hak kazanmıştır. Alttakiler geminin altında kapalı hâlde olduklarından su ihtiyaçlarını karşılamak için yukarıdakileri rahatsız etmemek amacıyla bulundukları yerden bir delik açmak isterler. Bu durumda yukarıda bulunanlar aşağıdakileri kendi hâline bırakır da gemiyi delmelerine izin verirlerse gemidekilerin tamamı helâk olur. Fakat onlara engel olurlarsa hem onlar