vecizesi unutulmamalı, dost edinirken dikkatli ve seçici davranılmalıdır.
İlişkilerini, hoşgörü, nezaket ve güler yüzlülük üzerine kuran Allah Resûlü, kişinin mümin kardeşine tebessümünü bile sadaka olarak nitelemiş,29 bir dostluğun nasıl kurulup sürdürülebileceğinin en güzel örneklerini kendi hayatında sergilemiştir. Nitekim Müslüman olduktan sonra Peygamberimiz ile ne zaman görüşmek istese reddedilmediğini belirten Cerîr b. Abdullah, “O, beni her gördüğünde mutlaka yüzüme gülümserdi.” demektedir.30 Bir defasında da Allah Resûlü, dostluğun kurulması ve sürdürülmesi için gerekli olan özverili davranışları şöyle sıralamıştır: “Üç haslet vardır ki onlar kimde bulunursa Allah onun hesabını kolaylaştırır ve onu rahmetiyle cennetine sokar.” Meraklanan ashâbı, “Bunlar nedir yâ Resûlallah?” diye sorduklarında Peygamberimiz, “Sana vermeyene vermen, sana zulmedeni affetmen ve sana gelmeyene gitmendir.” der. “Bunları yaptığımda elde edeceğim şey nedir?” diye soran sahâbîye ise “Kolayca vereceğin bir hesap ve Allah"ın rahmetiyle cennete girmen.” diye cevap verir.31
Allah nezdinde en makbul olan arkadaşın, arkadaşına karşı en iyi davranan kimse olduğunu belirten Sevgili Peygamberimiz,32 “Bir kimse biriyle arkadaşlık kuracağı zaman ona ismini, babasının ismini ve kimlerden olduğunu sorsun. Çünkü bu, dostluğu pekiştirir.” 33 tavsiyesinde bulunmaktadır. Bir gün yanı başındaki İbn Ömer"e, kendisinden bir şeyler isteyen kişiyi tanıyıp tanımadığını sormuş, İbn Ömer"in, “Tanıyorum.” demesi üzerine ismini öğrenmek istemiştir. Ancak İbn Ömer, “İsmini bilmiyorum.” diye cevap vermiş, Peygamberimiz, “Evi nerededir?” diye sorduğunda da bilmediğini söylemiştir. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Bu, tanıma değildir.” 34 demiştir. Zira söz konusu bilgiler, bir arkadaştan haber alınamadığında soruşturmayı, hasta olduğunda ziyareti, vefat ettiğinde de cenazesine katılmayı mümkün kılacak en önemli verilerdir.35
Dostsuz hayat, desteksiz, dayanaksız ve sırdaşsız hayattır. Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de arkadaş edinilmesi36 tavsiyesine uyan kişi, hayatta karşılaşacağı olumsuzlukları yapayalnız üstlenmekten kurtulacaktır. Diğer taraftan, hayatı anlamlı ve yaşanabilir kılan dostlukların sürdürülmesi, yeni dostluklar oluşturulmasından daha önemli görünmektedir. Bu bağlamda Hz. Ömer, bir kimseye sevdiği ismiyle hitap etmenin, geldiğinde ilgilenip ona yer açmanın ve karşılaşıldığında selâm vermenin dostlukları pekiştireceğine ve sürekli kılacağına dikkatleri çekmektedir.37