ibadet ve güzel övgü Yüce Allah"a aittir.) diyerek selâmlayınca Cenâb-ı Hak da kendisine, “es-Selâmü aleyke eyyühe"n-Nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh.” (Ey Peygamber Allah"ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.) sözleriyle karşılık vermişti. Bu güzel ve anlamlı duaya ümmetini de dâhil eden Rahmet Peygamberi"nin, “es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi"s-sâlihîn.” (Selâm, hem bizim üzerimize hem de Allah"ın salih kullarına da olsun.) diye eklemişti. Meleklerin şehâdetiyle tamamlanan bu diyalog26 “Tahiyyât Duası” diye meşhur olmuş, Resûlullah"ın, ashâbına Kur"an"dan bir sûre öğretir gibi titizlikle öğrettiği bu dua,27 asırlardır ümmetin Rabbine selâmı, Peygamberi"ne ve din kardeşlerine duası olmuştur.
Müslümanlar bir araya geldiklerinde söze ilk önce selâmla başlarlar. Bu âdâb, İslâm kültüründe, “es-Selâm, kable"l-kelâm.” (Selâm, kelâmdan öncedir.) şeklinde ifade edilmiştir.28 Karşılaştığı kimseye “es-Selâmü aleyke” diyen kişi, ona kendisiyle dost olduğunu bildirmekte, kendisinden ona bir zarar gelmeyeceğini beyan etmektedir. Dolayısıyla Resûlullah"ın, “elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimse” olarak tanımladığı29 “Müslüman”ın konuşmaya “selâm” vererek başlaması oldukça manidardır. Selâm, Müslümanların parolasıdır. Allah"ın selâmıyla selâm veren kişi Müslümanlığını beyan etmiş demektir. Nitekim Süleymoğulları"ndan yanında koyunu olan bir kişi Resûlullah"ın ashâbından bir gruba rastlamıştı. Onlara selâm vermiş ancak onlar düşman olduğunu düşündükleri bu adamın verdiği selâmı, kurtulmak için söylediğini zannederek onu öldürmüşlerdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ Kur"ân-ı Kerîm"de selâm veren kimselere, “Sen mümin değilsin.” denilmemesi gerektiğini bildirmiş;30 Allah Resûlü de, kimsenin kalbinden geçenin bilinemeyeceğini, dolayısıyla kendisinin Müslüman olduğunu ifade eden bir kimsenin böyle kabul edilmesi gerektiğini bildirmiştir.31
Selâm veren kişi, karşısındaki için Allah"ın selâmetini istemekte, her türlü kötülükten uzak olması için ona dua etmektedir. Bu duanın karşılıklı olmasını isteyen Allah Teâlâ, “Bir mümin tarafından bir selâmla selâmlandığınız zaman siz ondan daha güzel bir karşılık verin veya aynı ile mukabele edin.” 32 buyurarak verilen selâma en güzel şekilde karşılık vermeyi emretmiştir. Hz. Peygamber de selâma güzel lafızlar eklemenin ecri artırdığına dikkat çekmiş, “es-Selâmü aleyküm” sözüne, “ve rahmetullâh ve berekâtüh ve mağfiretüh.” (Allah"ın rahmeti, bereketi ve bağışlaması) gibi sözcükler eklemek suretiyle kendisine selâm veren kişilerden her birinin