hoş olsun.” gibi selâmlaşma ifadeleri kullanılmaktaydı.7 Halk arasında selâmlaşma yaygın olmakla birlikte, köleler ve onlarla birlikte toplumun alt tabakasını oluşturan insanlar, diğerlerine birtakım kurallar doğrultusunda selâm vermeye mecbur tutulmuşlardı.8
Allah Teâlâ, Kitabı"nda Resûlü"ne şöyle emretmiştir: “Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: "Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tevbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 9 Yüce Allah"ın, Elçisi"ne öğrettiği bu selâm, kadın erkek, genç yaşlı, zengin fakir, hür köle bütün Müslümanların ortak selâmı olmuştur. “es-Selâm” kelimesi, tıpkı “İslâm” gibi, “kurtuluşa erme, teslim olma, barış yapma” mânâsındaki s-l-m kökünden gelmekte olup, “gizli ve açık her türlü kötülüklerden ve eksikliklerden uzak olma, selâmet bulma” anlamını ifade etmektedir. Kur"ân-ı Kerîm"de pek çok yerde geçen bu kelime, “tahiyye” yani selâmlaşma,10 selâmet, huzur ve esenlik11 mânâlarında kullanılmış, bazen de dua anlamında yer almıştır.12 Ayrıca cennet için “dâru"s-selâm” adı kullanılmış13 ve “es-Selâm” , “her türlü eksikliklerden, kusurlardan, değişikliklerden ve yok olmaktan uzak olan, selâmetin kaynağı” mânâsında Allah"ın isimlerinden biri olarak anılmıştır.14 Nitekim “Selâm”ın Allah"ın isimlerinden biri olduğunu söyleyen15 Allah Resûlü, namazlarının sonunda, “Allah"ım, Selâm sensin; selâmet de ancak sendendir.” diyerek dua etmiştir.16 Selâmlaşmayı ifade etmek üzere bazı âyetlerde “tahiyye” kelimesinin kullanıldığı da görülmektedir.17
İslâm"ın “selâm”ı kuru bir iletişimin ötesinde, insanlar arasında yaygın çeşitli selâmlama sözlerinde ifade edilen bütün iyi dilekleri içine alan, oldukça kapsamlı bir kavramdır. Bu nedenle Allah Resûlü, kimi zaman, kızı Hz. Fâtıma"ya ve amcasının kızı Ümmü Hânî"ye, “Merhaba!” diyerek selâm vermişse de18 “es-Selâmü aleyküm” sözünü söylemenin daha hayırlı olduğunu ifade etmiştir.19 Nitekim Kur"ân-ı Kerîm"de Allah"ın peygamberlere20 ve mümin kullarına,21 meleklerin de peygamberlere22 ve cennetteki müminlere23 “selâm” lafzıyla selâm verdiği ve bunun cennet ehlinin selâmlaşması olduğu bildirilmiştir.24 Ayrıca Allah ve meleklerinin Resûlullah"a selâm ettikleri ifade edilerek müminlerin de bu Sevgili Elçi"ye selâm etmeleri, en güzel makamlarda olması için ona hayır duada bulunmaları istenmiştir.25 Nitekim bir rivayete göre Allah Resûlü, Mi"rac ile Rabbine kavuştuğunda O"nu, “et-Tahiyyâtü lillâhi ve"s-salavâtü ve"t-tayyibât.” (Her türlü selâmlama,