Hz. Peygamber bir seriyye hazırlayıp, onlara ensardan Abdullah b. Huzâfe"yi komutan olarak tayin eder. Ordu hareket etmeden önce de askerlerin ona itaat etmesini emreder. Yolda ilerlerken, askerler bir şekilde komutanı kızdırırlar. Bunun üzerine şakacı bir kişiliğe sahip olan Abdullah b. Huzâfe onlara, “Hz. Peygamber bana itaat etmenizi emretmedi mi?” der. Askerler de “Evet.” diye cevap verirler. Bunun üzerine onlara odun toplayıp ateş yakmalarını emreder. Askerler de odun toplar ve ateşi yakarlar. Komutan askerlerine bu ateşe girmelerini emreder. Askerler komutan emrettiği için ateşe girmeye niyetlendiklerinde birbirlerine bakarlar. Bunun üzerine bazıları, “Biz Hz. Peygamber"e ateşten kaçmak için tâbi olduk, şimdi ateşe mi gireceğiz?” derler. Bunun üzerine komutanın öfkesi diner ve ateş söndürülür, dolayısıyla hiç kimse ateşe girmeden dönerler. Olay Hz. Peygamber"e (sav) intikal ettiğinde, Peygamber (sav), “Eğer ateşe girmiş olsaydınız, oradan ebedî olarak çıkamazdınız. İtaat ancak meşru olan hususlarda olur.” buyurur.52
“Allah"a isyan olan yerde itaat yoktur.” buyuran Hz. Peygamber,53 yöneticiye itaatin maruf yani iyi işlerde olacağını vurgulayarak, “Müslüman bir kimsenin hoşlandığı ve hoşlanmadığı her hususta (yöneticisini) dinleyip itaat etmesi gerekir; ancak kendisine Allah"a isyanı gerektiren bir şey emredilmesi hâriç. Eğer kendisine Allah"a isyanı gerektiren bir emir verilirse, bunu dinleme ve buna itaat etme yoktur.” 54 buyurmuştur.
Netice olarak, yönetici ve yönetilen, toplumsal düzenin tesisinde iki önemli unsurdur. Ahenkli bir düzenin sağlanmasında hem yöneticinin hem de yönetilenin sorumluluğu vardır. Yönetici üstlendiği görevi bir emanet olarak telakki edecek ve bu emanetin hakkını verebilmek için çaba sarf edecektir. Yönetilen de başındaki idarecinin meşru taleplerine itaat edecek ve yönetimde ona yardımcı olmaktan geri durmayacaktır. İşte Allah Resûlü"nün uyguladığı ve ümmetinden de uygulamasını istediği yönetimde, yönetenle yönetilenler arası ilişkiler bu şekildedir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, idarecilerin yönetimindekileri sevdiği ve onlara dua ettiği, yönetilenlerin de başlarındaki yöneticileri sevdiği ve onlar için dua ettiği bir yönetici yönetilen ilişkisini hayırlı olarak değerlendirmektedir.55