bu yaptıklarından sevap kazanır(lar). Bunun aksine davranır(lar)sa (vebalini) çeker(ler).” 31
Hz. Peygamber"in verdiği müjdeye göre, âdil yönetici, duaları reddedilmeyen üç grup insandan biridir.32 Âdil bir yönetici, haktan, hukuktan yana ortaya koyduğu adaletli yönetimin olumlu sonuçlarını dünyada fazlasıyla görür. Adaletin egemen olduğu bu idarede, huzur, esenlik, dirlik olur. Fakat o, asıl mükâfatını kıyamette elde eder. Peygamber Efendimiz Allah Teâlâ"nın onu, kendi özel himayesinde tutacağı yedi sınıf insandan ilki olarak zikretmiştir.33 Zira o, Allah katında en çok sevilen kişidir ve bu sevgi nedeniyle O"nun en yakınında bulunur. Bu büyük günde Allah"ın en çok kızdığı kişiler ise en şiddetli azaba uğrayacak olan zalim idareciler olacaktır.34
Şüphesiz adaletin en çok arandığı alan yargıdır. Hatta yargı, bizzat bunun için vardır. Bu vasfıyla yargı, toplumun bireyleri arasındaki dengeyi temin eden, oluşabilecek düşmanlıkları engelleyen, hak ve adaletin şahsî ve keyfî hesaplara göre taksimine engel olan temel müessesedir. Buna binaen Allah Teâlâ, kendi Sevgili Elçisi"ni bile uyarır ve ona, “... Eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Zira Allah âdil olanları sever.” 35 buyurur. Şüphesiz bu husus diğer insanlar için de geçerlidir: Nitekim, “Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaleti yerine getirmenizi emretmektedir.” 36 Yaşanan şu örnek Allah Resûlü"nün adalet anlayışını en güzel şekilde yansıtmaktadır. Arapların en saygın kabilelerinden olan Kureyş"in Mahzumoğulları koluna mensup Fâtıma bnt. el-Esved isimli bir kadın vardı.37 Bu saygınlığın arkasına gizlenip yasal olmayan şeyler yapıyordu. Tanınmış insanların adını kullanarak, toplumun zenginlerinden borç istiyordu.38 Ancak Fâtıma zamanı gelmesine rağmen borcunu ödemiyordu. Bunun üzerine alacaklılar, Fâtıma"nın borç isterken adını kullandığı kişilere gidip alacaklarını istediler. Oysa bu insanların hiçbir şeyden haberi yoktu. Olayın biraz üzerine gidince Fâtıma"nın yalan söylediği, aslında her şeyi kendisi için yaptığı anlaşıldı. Ancak o, her şeyi inkâr etmekteydi. Alacaklılar için başka çare kalmamıştı. Onu Hz. Peygamber"e şikâyet ettiler. Allah Resûlü olayı hırsızlık olarak değerlendirdi ve kadının cezalandırılmasını emretti.39
Fâtıma"nın mensubu olduğu Mahzûmoğulları, kendi isimlerini taşıyan birinin cezalandırılmasını istemediler. Kabilenin önemli isimleri hemen bir araya gelip Fâtıma"yı cezadan kurtaracak bir yol aradılar. Allah Resûlü"nün çok sevdiği azatlısı Üsâme"yi ikna edip Hz. Peygamber"e