Hayat hakkı yanında, mal mülk gibi maddî değerlerin; izzet, şeref ve namus gibi kişilik değerlerinin korunması da temel haklardandır. Nitekim Hz. Peygamber bütün insanlığa hitaben şöyle buyurur: “(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde, bu (arefe) gününüz nasıl saygın ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namuslarınız) da aynı şekilde saygın (dokunulmaz)dır.” 31
Bilinçli bir Müslüman için hak, her yerde ve her zaman arzulanan, ihlâli karşısında ise savunulması gereken bir temel değerdir. Allah Resûlü, zalim yöneticiye karşı hakkı söylemeyi, en faziletli cihad olarak nitelemiştir.32 Bu yüzdendir ki hakkın muhafazası adına Müslümanlar, gerektiğinde canlarını ve mallarını ortaya koymaktan çekinmezler. İslâm, gerek Allah"ın gerekse insanın haklarına o kadar önem vermiştir ki bu uğurda gösterilecek her türlü çabayı övmüş; can, mal, aile ve din gibi değerleri savunma uğrunda hayatını kaybeden kişiyi şehit kabul etmiştir.33 Peygamber Efendimizin belirttiğine göre, sabrederek, ecrini Allah"tan umarak, savaş meydanından kaçmaksızın ileri atılarak cihad eden kimse şehid olduğunda Allah Teâlâ tarafından günahları bağışlansa da üzerinde kul hakkı olması hâlinde bu borç affolunmaz.34 Dolayısıyla kişi bir başkasının hakkını ödemediği sürece tam olarak arınamaz.
Bir gün, Yahudi olduğu söylenen bir adam,35 Peygamber Efendimize borç verdiği deveyi kaba bir tavırla ister. Onun bu tavrını beğenmeyen ashâbdan bazıları onu paylamak isterler. Ancak Kutlu Nebî, “Hak sahibinin, söz söyleme hakkı vardır.” 36 buyurarak adamın bu tavrını anlayışla karşılar ve ashâbının ona karşı koymasını da engeller.
Diğer insanların hakları söz konusu olduğunda şüphesiz, ailenin temeli olan karı kocanın birbirlerine karşı olan hakları özel bir yere sahiptir. Zira huzur, sevgi ve güvenin kaynağı olan ailede eşlerin birbirlerine karşı hakları ve sorumlulukları olduğu, Allah Teâlâ tarafından bildirilmiştir.37 Bu hakların en önemlilerinden biri, Allah"ın varlığının delillerinden olan sevgi ve merhametin38 temini, bir diğeri de iyi geçimdir.39 Allah Resûlü de Veda Hutbesi"nde bu haklar üzerinde özellikle durmuş ve şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Sizin, hanımlarınızın üzerinde haklarınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin hanımlarınız üzerindeki hakkınız, hanımlarınızın namuslarını muhafaza etmeleri ve hoşlanmadığınız kimsenin evinize girmesine izin vermemeleridir. Dikkat edin! Hanımlarınızın sizin üzerindeki hakkı onların giyim ve gıda ihtiyaçlarını güzelce karşılanmasıdır.” 40 Ayrıca