Hadislerle İslâm Cilt 4 Sayfa 443

olduğunu belirtmiştir.55 Kubâlıların birbirleriyle taşlı sopalı kavga ettiklerini duyunca derhâl, “Haydi gidelim de onları barıştıralım.” 56 buyurmuştur. Nitekim Yüce Allah da inananlar arasında bir savaş/anlaşmazlık olması durumunda onların aralarının düzeltilmesini tüm Müslümanlardan istemektedir.57

Bütün bu anlatılanlar göstermektedir ki İslâm"a göre, fertler arası ilişkilerde olduğu gibi devletler arası ilişkilerde de genel prensip ve kaide barışın sağlanması ve huzurun korunmasıdır. Hedef, bütün insanlığın din, dil, ırk, millet ve devlet ayrımı gözetmeksizin barış içerisinde yaşamasıdır. İnsanlık günümüzde İslâm"ın barış, merhamet, sevgi ve hoşgörü anlayışına en az geçmişteki kadar muhtaçtır. Geçmişte insanlık yüzyıl savaşlarına, dünya savaşlarına şahit olmuş, bu savaşlarda yüz binlerce masum insan hayatını kaybetmiştir. Günümüzde de dünyanın birçok ülkesinde hâlâ gözyaşı ve kan akmaya devam etmekte, masum bebeklerin, karnında bebeğini taşıyan annelerin, ak saçlı dedelerin ve ninelerin üzerine bomba yağmaktadır. Yaşadığımız dünya o hâle gelmiştir ki, neredeyse insan kanının akıtılmadığı ve insan hayatına kıyılmadığı bir saniye bile geçmemektedir.

İnsanlık, kurtuluşu, refahı, huzuru maddede aradıkça, insan hayatı değersizleşmiş, kıymetini yitirmiştir. Oysaki Allah Teâlâ, insan hayatını mukaddes kabul etmiş, ona çok büyük ehemmiyet vermiş, haksız yere bir kişiyi öldürmeyi bütün insanlığı öldürmek, bir insanın hayatını kurtararak yaşamasına vesile olmayı da bütün insanları yaşatmak olarak nitelendirmiştir.58

Bütün bunlar muvacehesinde insanlığın refahı, huzuru; çatışmada değil barıştadır. İhtilâfta değil ittifaktadır. Bundan dolayı tüm dünya halkları, dili, dini, rengi, ırkı her ne olursa olsun barış için, insanca yaşam için, hak, hukuk, adalet için el ele vermeli medeniyetlerin barış ekseninde ittifakını gerçekleştirmelidir. Yaratılanı Yaratan"dan ötürü sevme anlayışında buluşulmalıdır. Zulme, zorbalığa, haydutluğa hep beraber karşı durulmalıdır. Gelecek nesillerin kan ve gözyaşıyla yetişmeleri istenmiyorsa insanoğlu barış ve karşılıklı saygı anlayışını inşa etmek zorundadır. Yeryüzünün şerefli halifesi düşmanlık üretme ve düşman arama peşinde koşmamalı Allah Resûlü"nün şu çağrısına kulak vermelidir:

“Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah"tan afiyet (esenlik ve barış) dileyin.” 59

    

Dipnotlar

55 D4919 Ebû Dâvûd, Edeb, 50.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِأَفْضَلَ مِنْ دَرَجَةِ الصِّيَامِ وَالصَّلاَةِ وَالصَّدَقَةِ » . قَالُوا بَلَى . قَالَ « إِصْلاَحُ ذَاتِ الْبَيْنِ وَفَسَادُ ذَاتِ الْبَيْنِ الْحَالِقَةُ » .

56 B2693 Buhârî, Sulh, 3.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأُوَيْسِىُّ وَإِسْحَاقُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْفَرْوِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ - رضى الله عنه أَنَّ أَهْلَ قُبَاءٍ اقْتَتَلُوا حَتَّى تَرَامَوْا بِالْحِجَارَةِ ، فَأُخْبِرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِذَلِكَ فَقَالَ « اذْهَبُوا بِنَا نُصْلِحُ بَيْنَهُمْ » .

57 Hucurât 49/9.

وَاِنْ طَٓائِفَتَانِ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اقْتَتَلُوا فَاَصْلِحُوا بَيْنَهُمَاۚ فَاِنْ بَغَتْ اِحْدٰيهُمَا عَلَى الْاُخْرٰى فَقَاتِلُوا الَّت۪ي تَبْغ۪ي حَتّٰى تَف۪ٓيءَ اِلٰٓى اَمْرِ اللّٰهِۚ فَاِنْ فَٓاءَتْ فَاَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا بِالْعَدْلِ وَاَقْسِطُواۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُقْسِط۪ينَ ﴿9﴾

58 Mâide, 5/32.

مِنْ اَجْلِ ذٰلِكَۚۛ كَتَبْنَا عَلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِي الْاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَم۪يعًاۜ وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكَاَنَّمَٓا اَحْيَا النَّاسَ جَم۪يعًاۜ وَلَقَدْ جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِالْبَيِّنَاتِۘ ثُمَّ اِنَّ كَث۪يرًا مِنْهُمْ بَعْدَ ذٰلِكَ فِي الْاَرْضِ لَمُسْرِفُونَ ﴿32﴾

59 B7237 Buhârî, Temennî, 8.

حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ سَالِمٍ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ - وَكَانَ كَاتِبًا لَهُ - قَالَ كَتَبَ إِلَيْهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى أَوْفَى فَقَرَأْتُهُ فَإِذَا فِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ تَتَمَنَّوْا لِقَاءَ الْعَدُوِّ ، وَسَلُوا اللَّهَ الْعَافِيَةَ » .