bile konu edilmiştir: “(Resûlüm!) Hani Allah"ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye, "Eşini yanında tut, Allah"tan kork!" diyordun. Allah"ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah"tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah"ın emri yerine getirilmiştir.” 11 Âyete konu olan Zeyneb, soylu ve varlıklı bir ailenin kızı iken, Zeyd kölelikten azat edilmiş bir insandı. Hz. Peygamber Zeyneb"le evlâtlığı olan Zeyd b. Hârise"yi evlendirdi. Fakat anlaşamadılar. Zeyd, zaman zaman Allah Resûlü"ne şikâyete gelir, o da Allah"tan sakınmasını, eşiyle birlikteliğini sürdürmesini tavsiye ederdi.12 Neticede yine geçinemeyip ayrılmak zorunda kalmışlardı.
Eşlerin birbirlerine karşı saygı ve güven duyması, birbirlerini benimsemesi açısından kefâetin yani eşler arası denkliğin dikkate alınması gerekir. Zira Peygamber Efendimiz, Veda Haccı"nda, “Ey insanlar, dikkat ediniz, Rabbiniz birdir, babanız birdir. Arap"ın Acem"e (Arap olmayana), Acem"in Arap"a; beyaz tenlinin siyaha, siyah tenlinin beyaza bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.” buyurmuştur.13
Eğitim, kültür, sosyal statü gibi konularda denkliğin eşlerin uyumlu bir birliktelik sürdürmelerine katkıda bulunduğu bilinen bir gerçektir. Ancak bu durum aile huzuru açısından kefâetin yegâne belirleyici olduğu anlamına gelmez. Nitekim Hz. Peygamber"in Zeyd ile Zeyneb"in evliliğine aracı olması, ayrıca cariyelerini güzelce eğittikten sonra azat ederek onlarla evlenenlerin iki kat sevap alacağını bildirmesi14 şahısların durumuna göre kefaetin öneminin de değişebileceğini göstermektedir. Benzer bir şekilde Peygamber Efendimiz döneminde Mekke"nin ileri gelen ailelerinden birine mensup olan Ebû Huzeyfe b. Utbe, evlât edindiği azatlı kölesi Sâlim"i, kardeşi Velîd"in kızı Hind ile evlendirmiştir.15
Mekkeli bir aile tarafından evlât edinilmiş olan Mikdâd b. Esved de Abdurrahman b. Avf"ın kızına talip olmuş, ancak Abdurrahman bu teklifi kabul etmediği gibi ona kızmıştır. Daha sonra Peygamber Efendimiz Mikdâd"ı teselli etmek üzere onu amcası Zübeyr"in kızı Dubâa ile evlendirmiştir.16
Peygamber Efendimiz, “Kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanını seç. (Aksi hâlde) fakr u zarurete duçar olursun!” 17 buyurarak evlenirken göz önünde bulundurulabilecek bazı