Peygamberliğinin Mekke döneminde Hz. Nebî kendisine inananlarla birlikte birçok sıkıntıyla karşılaşmıştı. Müminlerin bir kısmı çektikleri sıkıntılar yüzünden Habeşistan"a hicret etmek durumunda kalmıştı.1 Fakat bütün güçlüklere rağmen insanların Hz. Peygamber"in davetine olan ilgisi günden güne artmış, İslâm dini, kendisine Mekke dışından da taraftar bulmaya başlamıştı. Medine"den on iki kişilik bir grup, hacıların şeytan taşladıkları bölgedeki Akabe Boğazı"nda Hz. Peygamber"le görüşmüş,2 bir sonraki yıl ise yetmişten fazla Medineli Hz. Peygamber"e biat ederek ona bağlılıklarını bildirmişlerdi.3 Ancak inananların sayısının artmasına rağmen Mekke"deki bu zulüm ortamı şiddetini artırarak devam ediyordu.
“Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, eğer istersen biz yarın Minâ halkına saldırıp hepsini kılıçtan geçiririz!”
Bunu öneren Abbâs b. Ubâde idi. İlk Akabe Biati"ne katılan on iki kişiden birisi olan Abbâs b. Ubâde bir daha Medine"ye geri dönmeyerek Hz. Peygamber ile birlikte Mekke"de kalmaya başlamış ve daha sonra Mekke"den Medine"ye hicret ederek hem ensardan hem de muhacirlerden bir sahâbî olma şerefine ulaşmıştı.4 İkinci Akabe Biati"nde Medineliler Hz. Peygamber"i her şart altında koruyacaklarına dair söz vermiş ve bundan rahatsızlık duyan Mekkeli müşriklerin muhtemel saldırısı karşısında ensar adına Abbâs b. Ubâde Sevgili Nebî"ye böyle destek vermişti. Fakat Hz. Peygamber, Abbâs b. Ubâde"nin fiilî cihad teklifine, “Ben (henüz) bununla emrolunmadım.” buyurarak olumsuz yanıt vermişti.5 Medineli Müslümanlar Hz. Peygamber"i ve inananları koruma ve onlarla birlikte yaşama arzusunu dile getirip Hz. Peygamber"e bir başka teklif daha yapmış ve kendileri ile birlikte Medine"ye hicret etmesini istemişlerdi. Güç kullanarak yapılacak fiilî cihada izin vermeyen Sevgili Peygamberimiz, Medinelilerin hicret teklifini kabul etmiş, müminlerle birlikte Medine"ye göçmüştü.
Baskı, şiddet, işkence ve abluka altında yaşanan bunca yılda inen birçok Kur"an âyeti, Hz. Peygamber"e daima sabretmeyi, müşriklerden yüz çevirmeyi tavsiye ve telkin etmişti.6 Bundan dolayı Hz. Peygamber ve çevresindeki mazlum sahâbîler, sabır ve direnişle hayatta var olabilme mücadelesini kazanmanın gayreti içerisinde olmuşlardı. Zulme uğradıkları