Şehidin ve şehitliğin Allah nezdindeki fazileti ve mükâfatı, ilk Müslüman neslin gönlünde öylesine yer etmişti ki, baba ile oğul, ağabey ile kardeş savaşa katılıp şehâdet şerbetini içme konusunda birbirleriyle yarışır hâle gelmişlerdi. Şehit veya gazi olma şerefine ulaşarak ebedî hayatlarını kazanacaklarına olan inançları onların gözünde ölümü öylesine küçültmüştü ki ölümle âdeta alay ediyorlardı.
Medine"ye göç eden Müslümanlara aman vermeyen ve onları her bakımdan zorda bırakmak için çaba gösterenlerin başında yer alan Ebû Süfyân"ın idaresindeki kervan Bedir"e doğru ilerliyordu. Peygamber Efendimiz kervanı gözetlemek üzere bir gözcü göndermişti. Ashâbından da onlarla karşılaşmak üzere hazırlık yapmalarını istemiş ve ardından yola revan olmuşlardı. Müşriklerden önce Bedir"e vardıklarında Resûlullah, “Ben başınızda olmadıkça sakın hiç kimse bir işe kalkışmasın!” buyurdu. Derken müşrikler kendilerine yaklaşmaya başladılar. Onları fark eden Hz. Peygamber, “Haydi, kalkın! Genişliği göklerle yer kadar olan cennete!” buyurdu. Umeyr b. Hümâm el-Ensârî, “Yâ Resûlallah! Genişliği göklerle yer kadar olan cennet mi?” dedi. Allah Resûlü, “Evet!” cevabını verdi. Bunun üzerine Umeyr, “Vay be!” diyerek hayretini gizleyemedi. Allah Resûlü, “Seni "Vay be!" demeye sevk eden nedir?” diye sordu. Umeyr, “Hayır, vallahi yâ Resûlallah! Cennet ehlinden olmayı ümit etmekten başka bir derdim yok.” dedi. Allah Resûlü, “Muhakkak ki sen cennet ehlindensin.” buyurdular. Bunun üzerine Umeyr ok kılıfından birkaç hurma çıkararak yemeye başladı. Sonra “Bu hurmalarımı yiyinceye kadar beklemek gerçekten uzunca bir süre hayatta kalmak demektir!” diyerek elindeki hurmaları attı ve şehit oluncaya kadar müşriklerle çarpıştı.6
Müslümanlar, Allah Resûlü"ne şehitlerin âhirette nasıl bir muamele ile karşılaşacaklarını sordukları gibi şehit yakınları da şehitlerinin durumlarını merak ederek sorular soruyorlardı. Enes b. Mâlik"in anlattığına göre, Hârise b. Sürâka"nın annesi ve Enes"in halası olan Rubeyyi",7 Peygamber Efendimize geldi. Oğlu Hârise Bedir günü kim tarafından atıldığı belli olmayan bir ok ile öldürülmüştü. Rubeyyi" dedi ki: “Ey Allah"ın Resûlü! Hârise"nin gönlümdeki yerini bilirsin. Eğer o cennetteyse onun için ağlamam. Ama değilse ne yapacağımı (nasıl yas tutup ağlayacağımı) göreceksin. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ona, “Sen aklını mı yitirdin? Cennet bir tane mi? Birçok cennet var ve senin oğlun en yüce (olan) Firdevs cennetindedir.” buyurdu.8