Ruhlarımızı bedenlerimize geri döndürmeni ve senin yolunda bir defa daha şehit olmayı diliyoruz."” 22
Allah Resûlü başka bir hadisinde de bu anlamda şöyle buyurmuştur: “Ölüp de Allah katında hayırlı bir mertebeye erişen kullar içinde, şehitten başka hiç kimse —kendisine içindekilerle birlikte dünya verilecek olsa bile— yeniden dünyaya gelmek istemez. Şehit, şehitliğin ne kadar üstün bir mertebe olduğunu gördüğü için, dünyaya dönüp bir kez daha şehit olmak için can atar.” 23
Cenâb-ı Hakk"ın şehitlere tanıdığı imtiyaz, onların şehit düşme anlarından itibaren başlamaktadır. Onlar ölüm acısını neredeyse hiç hissetmezler, Peygamberimizin ifadesiyle ölüm onlara bir çimdik acısı kadar hafif gelir.24
Allah Resûlü, şehitlerin yaptıkları ibadet ve amellerin dahi farklı değerlendirileceğini bildirir. Nitekim Medine"de kardeş ilân ettiği iki şahıstan biri şehit düşmüş, diğeri ise normal bir şekilde ölmüştü. Sahâbe, cenaze namazında Allah"tan onu şehit düşen kardeşinin yanına alması istikametinde dua edince, Allah Resûlü, şehit olanın namazı ve diğer amelleri ile diğerininkiler arasında yer ile gökler arasındaki kadar fark bulunduğunu belirtir.25
“Allah katında, şehit için altı ayrıcalık vardır: Kanının ilk damlası ile beraber günahları bağışlanır ve cennetteki yeri kendisine gösterilir, kabir azabından korunur, en büyük korkudan (cehennem azabından) emin olur, imanın elbisesi ile süslenir, hurilerle evlendirilir ve akrabalarından yetmiş kişi için şefaat etmesi kabul olunur.” 26 “Şehidin başındaki kılıç parıltısı, imtihan olarak ona yeter!” 27 gibi rivayetler28 şehitler için nakledilen müjdeler arasındadır.
Allah"ın şehitlere verdiği değeri ve şehitlerin kazanacakları mertebeleri, “Allah yolunda öldürülmenin bir benzeri yoktur...” 29 sözleriyle özetleyen Allah Resûlü bizzat kendisi de zaman zaman şehitlik özlemini dile getirmiştir. Bir defasında kendisini dinleyen ashâbına bu arzusunu şöyle ifade etmiştir: “Bu canı bu tende tutan Allah"a yemin ederim ki Allah yolunda savaşıp öldürüleyim sonra diriltileyim, sonra öldürülüp tekrar diriltileyim, sonra öldürülüp tekrar diriltileyim, daha sonra tekrar öldürüleyim ve diriltileyim! (Bunu ne kadar da çok isterdim)” 30
Rahmet Elçisi"nin şehitliği yücelten bu sözlerinden onun inananları savaşa teşvik ettiği anlaşılmamalıdır. Onun istediği, haklı olunan yolda sebat ve cesaret gösterilmesidir. Nitekim o, ashâbına savaşı istememeleri ve savaşı başlatan taraf olmamaları hususunda şu tavsiyede bulunmuştu: “Düşmanla karşılaşmayı asla istemeyin, ancak karşılaştığınızda da sabırlı olun!” 31