bir tuzlayı bizzat istemesi üzerine Ebyad b. Hammâl"e özel mülkiyet olarak vermiş, ancak daha sonra bu bölgenin tükenme ihtimali olmayan bir tuz madeni olduğu kendisine hatırlatılınca, tuzlayı geri alıp kamunun hizmetine tahsis etmiştir.21
Özel mülkiyet, satıma konu olan bir şey ise bazen satışı da yasaklanabilir. Şayet bir tarla veya bahçe üzerinde kamu menfaatini gerçekleştirmek üzere yapılacak bir işlem söz konusu ise orada mülk sahibinin bazı tasarrufları engellenebilir. Bu bağlamda özel mülkiyetin, diğer bir ifadeyle mülk sahibinin tasarruflarının ne zaman, hangi hâllerde sınırlandırılabileceği belirlenmiştir. Örneğin tarım ürünlerini sulamak için başkasının arazisi üzerinden kanal açarak veya boru döşeyerek su geçirme hakkı vardır. Bu kanal bazen komşu arazi sahiplerince ortaklaşa veya devlet tarafından yaptırılabilir. Bir arazi sahibi, komşu arazi sahiplerinin su geçirmesini engelleyemez. Bu konu ile ilgili olarak Hz. Ömer"in bir uygulaması örnek olarak gösterilir. Hz. Ömer"in hilâfetinin sonuna kadar yaşayan sahâbe Dahhâk b. Halîfe22 Ureyz mevkiinden bir su kaynağı bulur ve bu suyu Resûlullah"ın (sav) çıktığı bazı gazvelerinde Medine"de yerine vekil olarak bıraktığı Muhammed b. Mesleme"nin23 arazisinden geçirmek ister. Dahhâk, bu işlemin ona pek zararı olmayacağını, üstelik aynı kanaldan, sulama için onun da yararlanabileceğini söylese de Muhammed b. Mesleme"yi razı edemez. Halife Ömer tarafları dinledikten sonra, Muhammed b. Mesleme"ye kendisi için de yararlı olacak bu suyoluna niçin izin vermediğini sorar. Muhammed, yeminle izin vermeyeceğini söyleyince, Hz. Ömer, “Yemin ederim ki karnının üzerinden de olsa o suyu oradan geçiririm.” der ve kanalın açılmasını emreder.24 Hz. Ömer"in bu uygulaması, idarenin, gerektiğinde toplum içinde yaşanan sorunları çözmek amacıyla özel mülke müdahale edebileceğini gösterir.
Her ne kadar yönetici özel mülkiyete gerekli durumlarda müdahale edebilirse de ortaya çıkan anlaşmazlıkların karşılıklı rıza ile çözülmesi daha güzeldir. Sağduyunun hâkim olduğu, karşılıklı yardımlaşma ve fedakârlığın ön plana çıkarıldığı bir ortamda problemler daha kolay çözülür. Bu nedenle Müslümanlardan, insanların ihtiyaçlarına daha duyarlı yaklaşmaları beklenir. Ebû Hüreyre"den nakledilen bir hadise göre Resûlullah (sav), “Biriniz (din) kardeşinden duvarına ağaç dayamak için izin isterse (duvar sahibi) onu(n bu isteğini) reddetmesin.” 25 buyurur. Burada Peygamberimizin (sav) bu ifadesi bir zorunluluk değil, tavsiye niteliğindedir.