Hadislerle İslâm Cilt 5 Sayfa 102

O (sav), tamamen kişinin şahsî tasarrufuna bırakılan mülkün, diğer insanların işlerini kolaylaştıracak şekilde kullanılmasını teşvik etmiştir. Özel mülkün bu şekilde istifadeye sunulması, Müslümanlar arasında komşuluk ilişkilerini, yardımlaşma ve dayanışmayı güçlendirmesi açısından önemli görülmüştür.

İslâm dinine göre, birtakım sosyal sorumlulukları da beraberinde getiren bir hak olarak kabul edilen mülkiyet, aslında insana emanet olarak verilmiştir. Zira Allah"a inananlar, her şeyi O"nun yarattığını, dolayısıyla her şeyin O"nun mülkü olduğunu kabul ederler: “Göklerin, yerin ve içindekilerin hükümranlığı Allah"a aittir.” 26 Kul, sahip olduğu mülkü kendi ihtiraslarını tatmin etmek için değil, Allah"ın rızasını elde etmek maksadıyla değerlendirmeli, imtihan vesilesi olan bu dünyada kendisinin ancak bir emanetçi olduğunun bilinciyle hareket etmelidir. “De ki: "Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?" "Allah"ındır" de...” 27 gibi birçok âyette mülkün asıl sahibinin Allah olduğu vurgulanırken, yeryüzüne halife olarak gönderilen insanın28 Allah"ın mülkünde ancak bir emanetçi olarak tasarrufta bulunabileceği kabul edilmiştir. Bu nedenle ellerindeki malları açık veya gizli şekilde muhtaçlara yardım yolunda sarf edenler övülmüş, böyle kimselere Allah katında büyük mükâfat olduğu belirtilmiştir.29 Akrabanın ve ihtiyaç sahiplerinin sadaka yoluyla gözetilmesinin yanında zekâtın farz kılınmasıyla mülkiyetin belli ellerde birikmesine ve hazine olarak bir köşede bekletilmesine bir bakıma dolaylı biçimde sınır getirilmiştir. Zekât, sadaka gibi malî sorumlulukları yerine getirmemesi insanın Yaratıcısı"na karşı nankörlük etmesi olarak kabul edilmiştir. Zira müminler sahip oldukları şeylere karşı sevgilerini Allah ve Resûlü"ne olan sevgilerinden öteye geçirmemekle sorumlu tutulmuşlardır. “Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, hısımınız, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler size Allah ve Resûlü"nden ve onun yolunda cihaddan daha sevgili ise artık Allah"ın emri gelinceye kadar bekleyin, Allah öyle fâsıklar güruhunu hidayete erdirmez.” 30 âyeti kerimesi ile müminlerden sahip oldukları şeylere bu bakış açısıyla yaklaşmaları istenir.

Servet sahibi Kârûn"un söz konusu sorumlulukları yerine getirmeyip Allah"a nankörlük etmesi nedeniyle Kur"an"da eleştirilen tutumu, aslında eşyaya karşı duruşu aynı olan bütün insanlara yöneliktir. Yüce Yaratıcı, kendisine bahşedilen nimetler için, “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir.” sözleriyle, elindekileri kendisine mâl ederek küstahlaşan

    

Dipnotlar

26 Mâide, 5/17.

لَقَدْ كَفَرَ الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَس۪يحُ ابْنُ مَرْيَمَۜ قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ مِنَ اللّٰهِ شَيْـًٔا اِنْ اَرَادَ اَنْ يُهْلِكَ الْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَاُمَّهُ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًاۜ وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۜ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴿17﴾

27 En’âm, 6/12.

قُلْ لِمَنْ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قُلْ لِلّٰهِۜ كَتَبَ عَلٰى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَۜ لَيَجْمَعَنَّكُمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ اَلَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿12﴾

28 En’âm, 6/165.

وَهُوَ الَّذ۪ي جَعَلَكُمْ خَلَٓائِفَ الْاَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ ف۪ي مَٓا اٰتٰيكُمْۜ اِنَّ رَبَّكَ سَر۪يعُ الْعِقَابِۘ وَاِنَّهُ لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿165﴾

29 Bakara, 2/274.

اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ بِالَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرًّا وَعَلَانِيَةً فَلَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۚ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿274﴾

30 Tevbe, 9/24.

قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَش۪يرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌۨ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَٓا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَجِهَادٍ ف۪ي سَب۪يلِه۪ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَأْتِيَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪ۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ۟ ﴿24﴾