Yapılan bu işkenceler onu dininden döndürmezdi. (Bir başka kişinin) etinin altındaki sinir ve kemikler demir taraklarla taranırdı. (Bu işkenceler) o kişiyi dininden döndürmezdi. Allah bu dini kesinlikle tamamlayacaktır. Öyle ki bir kimse biniti üzerinde San"a"dan, Hadramevt"e kadar gidecek de sadece Allah"tan veya koyunlarına (saldırma tehlikesinden dolayı) kurttan korkacak. Fakat siz (müşriklerin eziyetlerinden kurtulmak için) acele ediyorsunuz.” 16 Bu sözleriyle Hz. Peygamber ashâbından biraz daha dayanmalarını isteyerek gelecek günlerin daha iyi olacağı müjdesini vermiş ve onlara sabrı tavsiye etmiştir.
Câhiliye döneminin yanlış âdetleri karşısında ashâbını uyaran Peygamber Efendimiz, musibetler karşısında nasıl bir tavır takınılması gerektiğini de açıklamıştır. Kadınlardan biat alırken bu hususa işaret etmesi, konuya ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Nitekim biat esnasında onlardan aldığı sözler arasında, “Bir musibet karşısında yüzlerini dövüp tırmalamamaları, feryat figan etmemeleri, yakalarını, bağırlarını yırtmamaları ve saçlarını başlarını yolup dağıtmamaları” sözü de bulunmaktadır.17 O, bunun yerine Kur"an"ın emri olan sabrı ve Allah"a teslimiyeti tavsiye etmiştir. Çünkü insanların çeşitli belalarla mutlaka sınanacağını hatırlatan Allah, bunlara sabredenleri müjdeledikten sonra, başlarına bir musibet geldiğinde onların, “Biz Allah"a aidiz ve biz O"na döneceğiz.” diyen kimseler olduklarını haber vermektedir.18 Yine bu doğrultuda Hz. Peygamber, inananlara şu tavsiyede bulunmuştur: “Birinizin başına bir musibet/acı bir şey geldiği zaman, "Biz Allah"a aidiz ve biz O"na döneceğiz. Allah"ım! Başıma gelen musibetin/acının mükafatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir." desin.” 19
Ümmü Seleme validemizin Hz. Peygamber"den naklettiği şu sözler Rabbine sığınan kulun mükâfatını izah etmektedir: “Birinizin başına bir musibet/acı bir şey geldiği zaman, "Biz Allah"a aidiz ve biz O"na döneceğiz. Allah"ım! Başıma gelen musibetin/acının mükafatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir." diye dua ederse Allah mutlaka onun bu talebini yerine getirir.” Ümmü Seleme sözlerine şöyle devam etmiştir: “Ebû Seleme vefat edince ben de böyle dua ettim. Sonra da, kendi kendime, "Ebû Seleme"den daha hayırlısı kim olabilir ki?" dedim. Hâlbuki Allah ondan sonra Resûlullah (sav) ile evlenmemi nasip etti.”20
Varlığının Rabbine ait olduğu ve yine O"na döneceği duygu ve bilinci içerisinde hareket eden mümin, başına gelebilecek çeşitli bela ve kötülüklere karşı elinden gelen bütün imkânları kullanarak bunları engelleme