görevi görerek piyasanın dengelerini bozan ticarî faaliyetleri engellemeye çalışmışlardır. Bu bağlamda başka şehirlerden gelen kervanların ya da köyünde ürettiği malı şehirde pazarlamaya gelen köylünün, tüccarlar tarafından yolda karşılanmak suretiyle getirdikleri malların toptan ucuza kapatılması ve piyasa darlığı yaratılarak daha sonra yüksek fiyatlarla piyasaya sürülmesinin Peygamber Efendimiz tarafından yasaklandığı görülmektedir. Teslim alınmayan malın satışa sunulmasının yasaklanması da bu konuda alınan bir diğer önlemdir. Resûl-i Ekrem"in yolundan giden dört halife de aynı şekilde karaborsacılığa karşı çeşitli önlemler alarak piyasaları zararlı etkenlerden korumuşlardır. Hz. Ömer"in, “Bizim pazarlarımızda asla karaborsacılık yapılamaz. Ellerinde fazla mal bulunan birtakım insanlar, sermayelerini bizim bölgemizde Allah katından inmiş olan bir rızka yatırıp sonra da onu bizden saklayarak karaborsacılık yapmaya yeltenmesinler. Ancak kim, yaz kış demeden zahmetlere katlanarak mal getirmiş ise o, Ömer"in misafiridir. Allah"ın istediği şekilde malını satsın, istediği şekilde de saklasın.”6 sözünden onun karaborsacılığa karşı tüccarları uyardığı anlaşılmaktadır.
Tüm bunlar neticesinde stoklanmak suretiyle belli bir süre sonra piyasaya sürülerek karaborsacılık yapılan malların sadece gıda maddeleriyle sınırlı olmadığı söylenebilir. Kıtlık zamanında buğday, ekmek, şeker gibi gıda maddelerini stoklamak karaborsacılık olduğu gibi, şiddetli soğuklarda giyecek yahut yakıt maddelerini stoklamak, toplum içinde yaygın sağlık sorunları yaşandığı bir dönemde piyasaya ilaç sürmemek, savaş zamanında elde bulunan silahları satışa sunmamak gibi hususlar da karaborsacılık olarak değerlendirilir.
Günümüzde diğer sektörlerin yanı sıra özellikle gıda, sağlık, inşaat, ulaşım, haberleşme, bilişim ve enerji sektörlerinde de karaborsacılıkla karşılaşıldığı görülmektedir. Bu alanlardaki karaborsacılığın geniş halk kitlelerine büyük zararlar verdiği bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığında karaborsacılığı sadece gıda maddeleriyle sınırlı tutmayıp, yasak kapsamını genişleterek topluma zararı dokunan her türlü fırsatçılığı karaborsa kapsamında değerlendirmenin toplum yararını koruma ve zararı önleme açısından dinin genel amaçlarına daha uygun olduğu görülür.
Bütün uyarı ve denetlemelere rağmen karaborsacılık yapmaya devam eden kimselerin cezalandırılması toplum düzeninin ve hukukun bir gereğidir. Zira herhangi bir yaptırım olmadan bu tür gayri meşru işlerin önüne geçmek mümkün değildir. Hırsına kapılarak sırf daha fazla kazanabilmek için Allah"ın razı olmayacağı bir yol seçen karaborsacının, işlediği günah sebebiyle âhirette de Allah"ın yüz çevirdiği bir insan durumuna düşmesi ne acı bir cezadır!