bir avcılık, mümini vebale sokar. Bu konuda yeryüzünde gezen her türlü canlının ve iki kanadıyla uçan her tür kuşun insanlar gibi ümmet yani anlamlı bir topluluk26 oluşturduğu bilinciyle hareket edilmelidir. Bu anlamda balık avında patlayıcı madde kullanarak bir anda milyonlarca yavru ve yumurtanın yok olmasına sebep olmak, hem sorumsuzluk hem de merhametsizlik örneğidir. Ayrıca avlanma vakti de önem arz etmektedir. Nitekim kuşların güven vakitleri olan geceleri avlanılmasına izin verilmezken,27 yavru hayvanlara dokunulması da yasaklanmıştır.28
Müslüman, her zaman olduğu gibi avcılıkta da itidalden ve iyilikten yana olmalıdır. Avlanma esnasında hayvanlara işkence ederek acı çektirecek, uzun süre çırpınarak can çekişmelerine sebep olacak tarzda av aletleri ya da yöntemleri kullanılmamalı; avlanırken de, hayvanları boğazlarken de dengeli ve ölçülü hareket etmelidir. Bu hususa dikkatleri çeken Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: “Şüphesiz Allah her şeye en güzel biçimde davranmayı istemiştir. O hâlde siz (bir hayvanı) öldüreceğiniz veya keseceğiniz vakit bunu en zarif biçimde yapın. Kesme işlemini yapacak olan kişi, bıçağını iyice bilesin ve kestiği hayvana (acı çektirmesin) onu rahatlatsın!” 29
Kur"ân-ı Kerîm"de, “Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek ki görmediği hâlde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini aşarsa, ona elem dolu bir azap vardır.” 30 buyrularak avlanmanın bir imtihan olduğuna özellikle vurgu yapılmaktadır. Günümüzde insanların tatmin olmak bilmeyen yok etme arzusu ve bilinçsiz avlanma neticesinde birçok hayvan türü yok olmuş, bir kısmı da soyunun tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Yeni hayvan türlerinin ortadan kalkmaması adına mevcut kanunların imkân verdiği ölçüde avlanma yapılmalı, av yasaklarına mutlaka uyulmalıdır. Yetkililerin gözetiminden sıyrılmayı fırsat bilerek av yasaklarını ihlâl edenler kendisinden hiçbir şeyin gizlenemeyeceği Allah"ın kendilerini her an izlediğini akıllarından çıkarmamalıdırlar. Zaten Yüce Yaratıcı, avlanma hususunda aşırı gidenler için elem verici bir azap hazırladığını vaad etmektedir.31
Her ne kadar avlanma meşru ise de, bunun belli bir ölçüsü ve âdâbı vardır. Avcılık bir bağımlılık, hastalık ve vazgeçilmez bir tutku hâline dönüştüğünde, insanın zihnini, ahlâkını ve davranışlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Nitekim Hz. Peygamber, av peşinde koşan insanların bu işe aşırı bir şekilde kendilerini kaptırmaları hâlinde bazı yükümlülüklerini