Hadislerle İslâm Cilt 5 Sayfa 294

İlgili âyetlerin nasıl anlaşılacağı ve uygulamanın nasıl olacağı da Efendimiz tarafından insanlara açıklandı. Buna göre, mirasçıların kabul etmesi hâli hâriç, vâris hakkında vasiyet geçersiz hâle geldi.33 Hz. Peygamber (sav) Veda Haccı"nda okumuş olduğu hutbesinde şöyle buyuruyordu:“Allah her hak sahibine hakkını vermiştir; (dolayısıyla) mirasçıya vasiyet yoktur.” 34 Ancak yine de mirasçıların dışında kalanlara vasiyet yapılabilecekti.

Vasiyet toplumun yararına işleyen bir müesseseydi. Nitekim insan, vasiyet sayesinde mal ve mülkünün bir kısmı ile ölümünden sonra çeşitli hayırlar yapılmasını sağlayabiliyor, birikimini toplum için faydalı hâle getirme fırsatı bulabiliyordu. Bu nedenledir ki, Hz. Peygamber vasiyet etmeyi teşvik ediyordu: “Vasiyet edecek (değerli) bir şeyi bulunan Müslüman"ın, vasiyeti yanında yazılı durmadan iki gece geçirmesi uygun olmaz.” 35 Sünnete uyma konusundaki titizliği ile bilinen Abdullah b. Ömer, “Bu sözü işittiğim andan itibaren vasiyetim daima yanımdadır.” demişti.36

Hadiste ifade edilen “vasiyetin yazılması” tavsiyesi, bağlayıcı olmamakla birlikte kişiye ölümü hatırlatması bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Kişinin ölümü daima hatırında tutması, böylece bir gün ölüp Allah Teâlâ"nın huzuruna çıkacağını düşünerek dünyada kötü davranışlardan uzak durmasını sağlayacaktır. Ayrıca kişi, vasiyetine, üzerindeki emanetleri ve borçlarını yazarak, vefat etse dahi bunların yerlerine ulaştırılmasını sağlayabilecektir.

Efendimizin hemen yazılmasını tavsiye ettiği bu vasiyet, yalnızca vârislerin hâricindeki kimselere yapılabiliyordu. Vârislerin mirastan alacakları paylar Kur"an ve hadislerde belirtildiği için onlara tekrar vasiyet etmeye gerek kalmamıştı. Yine vasiyet ancak geriye bırakılan malın üçte birini geçmeyecek şekilde yapılabilmekteydi. Nitekim Hz. Peygamber, bir kız çocuğundan başka mirasçısı bulunmadığından dolayı malının üçte ikisini yahut yarısını vasiyet etmek isteyen Sa"d b. Ebû Vakkâs"a ancak üçte birini vasiyet edebileceğini söylemişti. Bu konu, Sa"d b. Ebû Vakkâs"ın dilinden şöyle anlatılır:

“Veda Haccı yılında Mekke"de ölümcül bir hastalığa yakalanmıştım. Resûlullah (sav) da beni ziyarete gelmişti. Ona, "Ey Allah"ın Resûlü! Benim hastalığım iyice arttı. Ben varlıklı bir kimseyim. Bana sadece tek bir kızım mirasçı olacak. Bu yüzden malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı?" diye sordum. Resûlullah, "Hayır, dağıtma!" buyurdu. Ben, "Yarısını sadaka olarak dağıtayım?" dedim. Resûlullah yine, "Hayır!" cevabını verdi ve şöyle buyurdu:

    

Dipnotlar

33 BS12797 Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 431.

أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَحْمَدَ بْنِ الْحَارِثِ الْفَقِيهُ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ عُمَرَ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ تَجُوزُ الْوَصِيَّةُ لِوَارِثٍ إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ الْوَرَثَةُ ». {ج} عَطَاءٌ هَذَا هُوَابْنُ الْخُرَاسَانِىُّ لَمْ يُدْرِكِ ابْنَ عَبَّاسٍ وَلَمْ يَرَهُ قَالَهُ أَبُو دَاوُدَ السَّجِسْتَانِىُّ وَغَيْرُهُ.وَقَد رُوِىَ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنْهُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ

34 N3671 Nesâî, Vesâyâ, 5

أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ غَنْمٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ خَارِجَةَ قَالَ خَطَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَعْطَى كُلَّ ذِى حَقٍّ حَقَّهُ وَلاَ وَصِيَّةَ لِوَارِثٍ » . D2870 Ebû Dâvûd, Vesâyâ, 6. حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ نَجْدَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَيَّاشٍ عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ مُسْلِمٍ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَعْطَى كُلَّ ذِى حَقٍّ حَقَّهُ فَلاَ وَصِيَّةَ لِوَارِثٍ » .

35 B2738 Buhârî, Vesâyâ, 1

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا حَقُّ امْرِئٍ مُسْلِمٍ لَهُ شَىْءٌ ، يُوصِى فِيهِ يَبِيتُ لَيْلَتَيْنِ ، إِلاَّ وَوَصِيَّتُهُ مَكْتُوبَةٌ عِنْدَهُ » . تَابَعَهُ مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ عَمْرٍو عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . M4204 Müslim, Vasiyye, 1. حَدَّثَنَا أَبُو خَيْثَمَةَ زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى الْعَنَزِىُّ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى - وَهُوَ ابْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ أَخْبَرَنِى نَافِعٌ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا حَقُّ امْرِئٍ مُسْلِمٍ لَهُ شَىْءٌ يُرِيدُ أَنْ يُوصِىَ فِيهِ يَبِيتُ لَيْلَتَيْنِ إِلاَّ وَوَصِيَّتُهُ مَكْتُوبَةٌ عِنْدَهُ » .

36 M4207 Müslim, Vasiyye, 4.

حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو - وَهْوَ ابْنُ الْحَارِثِ - عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا حَقُّ امْرِئٍ مُسْلِمٍ لَهُ شَىْءٌ يُوصِى فِيهِ يَبِيتُ ثَلاَثَ لَيَالٍ إِلاَّ وَوَصِيَّتُهُ عِنْدَهُ مَكْتُوبَةٌ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ مَا مَرَّتْ عَلَىَّ لَيْلَةٌ مُنْذُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَلِكَ إِلاَّ وَعِنْدِى وَصِيَّتِى .