İşçiler işvereni, kendilerinden biri gibi görecekler, onu kendilerine daha yakın hissedeceklerdir. Allah Resûlü"nün özendirme amaçlı bu tavsiyesi, hizmetçilerin dışlandığı bir toplumda, onlara karşı insanca, kardeşçe, sıcak ilgi gösterilmesine yöneliktir. Aslında bir işveren elbette işçisinden farklı yemek yiyebilir, farklı elbiseler giyebilir. Bu onun en doğal hakkıdır, fakat işçilerinin arasında bulunması, onlarla aynı masayı ve yemeği paylaşması, böylece onların gönlünü alması, “kardeşlik” ortamının tesisi için önemlidir. Allah Resûlü"nün vermek istediği mesaj da bu olsa gerektir.
İşçi ile işveren arasındaki ilişkiler, karşılıklı hak ve sorumluluklar çerçevesinde, saygı ve sevgi zemininde yürütülmelidir. Bu şekilde asırlardan beri Hz. Peygamber"in tavsiyelerine uyan ticaret erbabı, toplum arasında önemli bir konum edinmiştir. Kendi tarih ve medeniyetimizde bir pratik uygulama olan ve “kardeşlik esasına dayalı meslekî eğitim” diye niteleyebileceğimiz “Ahîlik Teşkilatı” kaynağını Kur"an ve sünnetten alır. Buna göre her sanat ve zanaat erbabı, yetiştirdiği çırağına, kalfasına, ustasına sadece işi öğretmez, kardeşliği, hak ve sorumluluğu, alın teri ve emeği, helâl kazancı, dürüstlüğü, sadakati, tevazuu aşılayarak onları eğitir. Böylece bu İslâm kardeşliği ve nebevî hikmete dayalı iş ahlâkı esnaf arasında nesilden nesle aktarılır.
Hz. Peygamber"in öğretilerini kendine ölçü alan bir işveren, işçinin her türlü insan hakkına mutlaka saygı gösterecektir. İşçisine dinlenme ve ibadet etme fırsatı verecek, ona ağır işler yükleyerek fazla yıpratılmaması hususunda gereken itinayı gösterecektir. İşçisini, hayatını ve sağlığını tehlikeye atacak işlerden kesinlikle uzak tutacaktır. Böylece her yönüyle sağlıklı bir işçi-işveren ilişkisi meydana gelecektir. Fakat işveren, Peygamberimizin öğretilerini göz ardı ettiğinde ise sağlıklı bir ilişkiden söz etmek mümkün olmayacaktır. Özellikle işsizliğin yaygın olduğu günümüzde işçilerin haklarına tecavüz etmek, ücretlerini vermemek, uygun olmayan şartlarda çalıştırmak, tüm bu olumsuzluklar karşısında sesini yükseltip haklarını savunduklarında ise onları işten çıkarmak, Peygamber Efendimizin öğretileri ile taban tabana zıt bir davranıştır.
İşverenin çalıştırdığı kimselerin haklarına riayet etmesi gerektiği gibi işçi de üzerine aldığı görevi en iyi şekilde yapmaya çalışmalı, sorumluluklarını yerine getirmelidir. İşverenin beklediği kaliteden ödün veren, kendi görevini ihmal ederek başkalarına yük olan bir işçi, aldığı ücreti hak etmez. Aynı şekilde iş yerinin araç gereçlerini korumak görevi