Müslümanlar, işvereniyle, işçisiyle, işsiziyle kardeştirler. Aralarında bulunan sosyal ilişkilerdeki ast-üst ilişkisi ne olursa olsun, neticede birbirlerine kardeşçe davranmak durumundadırlar. Zenginiyle fakiriyle, patronuyla işçisiyle İslâm ahlâkının öğretileri doğrultusunda hareket etmelidirler. Maddî durum, mevki ve makam ne olursa olsun, aralarında şefkat ve merhamete dayalı dayanışma ve yardımlaşma esastır. Bu yaklaşımı hayatında ideal biçimde uygulamış olan Allah Resûlü, takipçilerine bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurur: “Üç şey vardır ki bunlar kimde bulunursa Allah onu koruması altına alır ve cennete koyar: Güçsüzlere yumuşak davranmak, anne babaya şefkat göstermek ve elinin altında bulunan hizmetlilere iyi muamelede bulunmak.” 6
Sevgili Peygamberimizin bu öğüdünün sadece sözde kalmadığını, uygulamada en güzel şekilde hayata geçtiğini ise ona tam on yıl hizmet etme ayrıcalığına sahip olan Enes b. Mâlik"ten öğreniyoruz. Hz. Enes, Rahmet Peygamberi"nin hizmetini görürken kimi zaman hata yaptığını ancak o sevgi, şefkat ve hoşgörü örneği Resûl"ün on yıl boyunca bir kere bile kendisini azarlamadığını, kalbini kırmadığını, hatta, “Niçin böyle yapmadın?” ya da, “Şöyle yapsaydın ya!” gibi sözler dahi sarf etmediğini söyler.7 Ayrıca Allah Elçisi"nin kendisinden bir şey istediğinde, “çocuğum”, “yavrucuğum” gibi onun gönlünü alıcı, sevgi dolu kelimeler kullandığını bildirir bizlere.8
En çok hadis rivayet eden sahâbî olan Ebû Hüreyre"nin aktardığı şu Peygamber buyruğu, konunun farklı bir boyutuna dikkat çekmektedir: “Herhangi birinizin hizmetçisi yemeğini hazırlayıp da getirdiği zaman —ki o hizmetçi, yemeğin sıcağına, dumanına katlanmıştır— onu kendisi ile beraber oturtsun. O da yesin. Şayet yemek az olursa eline ondan bir iki lokma koyuversin!” 9 Bu hadis, kişinin aşçısı ve işçisi ile ilişkilerini düzenlemekte, onlara kardeşçe davranmasını öğütlemektedir. Pişirdiği yemeklerle sahibini yemek yapma telaş ve meşgalesinden kurtarmış olan aşçının ya işvereniyle birlikte yemesi ya da ona yemekten bir miktar verilmesi tavsiye edilmektedir. Aslında bu husus, bağlayıcı bir emir değil, ideal ve efdal olana teşvik amaçlı bir tavsiyedir.
Kanaatimizce bu tavsiye, patron ile aşçı arasında mesafeyi kaldırmayı amaçlamakta, kardeşçe, sıcak ve samimi bir ilişki kurulmasını hedeflemektedir. Patronun kibirlenmesi, aşçının ise horlanması istenmemektedir. İşveren ile işçilerin, aşçıların aynı ortamı ve aynı yemeği paylaşmaları, şüphesiz karşılıklı sevgi ve saygı bağlarını güçlendirecektir.