Resûlullah ile beraber Veda Haccı"nda bulunan ashâbdan Amr b. Ahvas anlatıyor: “Resûlullah (Veda Hutbesi"nde) Allah"a hamd ve senâdan sonra vaaz ve nasihat etti ve şöyle buyurdu: "Hangi gün daha saygındır? Hangi gün daha saygındır? Hangi gün daha saygındır?" Oradaki insanlar, "Hacc-ı Ekber günü (Kurban Bayramı"nın birinci günü) ey Allah"ın Resûlü!" dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz buyurdular ki, "Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde, bu (arefe) gününüz nasıl mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde mukaddestir (dokunulmazdır). Bilin ki! Her suçlu cezasını kendisi çekecektir. Hiçbir baba çocuğunun suçundan dolayı sorumlu tutulamayacağı gibi, hiçbir çocuk da babasının yaptığından dolayı ceza çekemez. Bilin ki! Müslüman, Müslüman"ın kardeşidir. Müslüman"a, gönül rızası olmadan kardeşinin malı helâl olmaz. Bilin ki! Câhiliye dönemindeki tüm faizler kaldırılmıştır. Anaparalarınız sizindir. Haksızlık etmeyecek ve haksızlık da görmeyeceksiniz. İlk kaldırılan faiz, Abbâs b. Abdülmuttalib"in faizi olup, onun faizinin hepsi kaldırılmıştır. Bilin ki! Câhiliye dönemindeki tüm kan davaları da kaldırılmıştır. Kaldırılan ilk kan davası İbn Rebîa b. Hâris"in güttüğü kan davasıdır." ”1
Bu açıklamalarıyla Hz. Peygamber (sav), câhiliye döneminde sınırlı olarak bilinen ve sadece haram aylarda uygulanan “dokunulmazlık” kavramını her zaman ve mekâna taşıyarak genelleştirmiştir. Can ve mal güvenliğini insanoğlunun vazgeçilmez haklarından sayan İslâm, herhangi bir hukukî gerekçeye dayanmaksızın bu hakların ihlâl edilmesini kesin bir dille yasaklamıştır.
İslâm"a göre can güvenliği ve dokunulmazlığı, insanın doğmadan önce daha anne karnında iken kazandığı fıtrî bir hakkıdır. Zarurî bir neden olmadığı sürece cenin hâlinde bile olsa bir insanın yaşama hakkı elinden alınamaz. Kur"ân-ı Kerîm"de, “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır.” 2 buyrulur. Şu hâlde, toplum içinde can güvenliğinin temini için herkes başkalarının hayatını korumaya yardım etmek durumundadır. Zira bir başkasının canını haksız yere almakla, sadece bir