“Heyetler Yılı” olarak bilinen hicretin dokuzuncu yılıydı.1 Arap Yarımadası"nın çeşitli bölgelerindeki kabileler Medine"ye yoğun bir şekilde heyetler gönderiyorlardı. Genellikle kabilelerinin İslâm"a girdiğini bildirmek ve İslâm hakkında temel bilgiler öğrenmek için gelen bu heyetlerin sayısı altmışı geçmişti.
Esedoğulları kabilesinden seçilen on kişilik heyet de bunlardan biriydi. Medine"ye geldikleri esnada Allah Resûlü mescitte ashâbıyla birlikte oturmaktaydı. Heyet mescide girdi ve Allah Resûlü"ne biat edip kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldu. Bu arada heyetten bazıları, kendiliklerinden gelip savaşsız Müslüman olduklarını Hz. Peygamber"in başına kakmışlar ve bu tavırları nedeniyle Yüce Allah tarafından uyarılmışlardı.2
Yeni bir dine intisap eden Esedoğulları heyeti Peygamberimize çeşitli sorular sordular ve ondan cevaplarını dinlediler. Allah Resûlü onlara Kur"ân-ı Kerîm"i öğrenmelerini emretti.3
Heyette yufka bir yüreğe ve duygusal bir mizaca sahip olan Vâbisa b. Ma"bed isimli bir zât da vardı.4 Medine"de kalmış ve elinden geldiğince yeni kabul ettiği dini öğrenmeye ve hayatına aksettirmeye azmetmişti. Medineli olmadığı için Resûlullah ile birlikte geçireceği zaman sınırlıydı. Fakat öğreneceği o kadar çok şey vardı ki... Meselâ iyilik ve kötülüğe dair ne kadar soru varsa hepsini sormak geçiyordu içinden, mescidin içinde etrafı büyük bir kalabalıkla çevrilmiş Hz. Peygamber"e bakarken...5
Ancak Vâbisa kararlıydı. Sorusunu muhakkak soracak ve belki bir daha göremeyeceği Peygamber"inden cevabını alacaktı. Hemen harekete geçti. Oturanları kızdırmak pahasına onları çiğneyerek ilerlemeye başladı. Bu arada kendisini uyaranlara, âdeta yalvarırcasına, “Bırakın beni! Yaklaşayım ona! O, benim kendisine yaklaşmayı en çok istediğim insan.” diyordu. Nihayet bu çabası Allah Resûlü"nün dikkatini çekti. Resûl-i Ekrem etrafındakilere, “Vâbisa"yı rahat bırakın, yâ Vâbisa yaklaş!” buyurdu. Artık Vâbisa"nın en büyük arzusu gerçekleşmek üzereydi. Resûl-i Ekrem"in yanına geldi, önüne oturdu, dizlerini onun dizlerine değdirdi.6
Allah Resûlü, “Ey Vâbisa! Sormak için geldiğin soruyu ben mi söyleyeyim yoksa sen mi sorarsın?” diye sordu. Anlaşılan, Vâbisa"nın merak ettiği soru