Hz. Peygamber, ordusuyla birlikte Hayber Savaşı"nın yapılacağı yere ulaşmıştı. İslâm ordusu ile müşrik ordusu savaşmaya başladılar. O günün akşamında savaşa ara verildi. Hz. Peygamber kendi karargâhına, düşman kuvvetleri de kendi karargâhlarına döndüler. Müslüman ordusunda Kuzmân ez-Zufurî adında biri de vardı. O, kahramanca savaşıyor ve düşmandan geriye kalanlardan kimi yakalarsa öldürüyordu. Bu durum Hz. Peygamber"e anlatıldı: “Ey Allah"ın Elçisi! Sahâbîlerin hiçbirisi falan kişi kadar yeterlilik gösteremedi.” Allah"ın Elçisi (sav), “Fakat o, cehennem ehlindendir.” buyurdu. Duruma çok şaşıran Ebû Ma"bed el-Huzâî, “Ben o zâtı takip edeceğim.” dedi ve onunla beraber savaş meydanına çıktı. Kuzmân nerede durduysa o da orada durdu. Hep onu takip etti; o hangi tarafa yöneldiyse o da oraya hareket etti. Nihayet Kuzmân ağır bir şekilde yaralandı. Yarasının acısıyla bir an önce ölmek istedi ve kılıcının sapını yere, keskin ucunu da iki memesinin arasına koydu. Sonra kılıcın üzerine yüklendi ve intihar etti.
Bunun üzerine Ebû Ma"bed el-Huzâî, Resûlullah"a (sav) gelip, “Ben senin Allah"ın Resûlü olduğuna şahitlik ediyorum.” dedi. Resûlullah, “Ne oldu?” diye sordu. Ebû Ma"bed, “Cehennemliklerden olduğunu söylediğin adam hakkında söylediklerini insanlar garipsemişlerdi. Bu nedenle ben de, "Bu adamı takip edeceğim." demiştim.” diyerek olanları anlattı. Onu dinleyen Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Öyle bir kişi vardır ki insanların gözünde cennetliklerin yaptığı işleri yapar ama o cehennemliktir. Yine öyle bir kişi vardır ki o da insanların gözünde cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ama o cennetliklerdendir.” 1 “Ameller ancak sonuçlarıyla değerlendirilir.” 2 buyurdu.
Hz. Peygamber, fetanet, basiret ve feraseti ile Kuzmân"ın hâlinde diğer sahâbîlerin muttali olamadığı bir duruma vâkıf olmuş ve onun sonunda cehenneme sürükleneceğini anlamıştı. Nitekim Resûl-i Ekrem"in söyledikleri doğru çıkmış, savaşta gösterdiği bunca kahramanlığa rağmen Kuzmân hayatını intiharla sonlandırmıştı. Hâlbuki bu şahıs, her ne acı çekerse çeksin, Allah"ın verdiği canı almamalıydı. Ve kendisini şehitlik beklerken, intiharın bedelini ödemek durumunda kalmamalıydı.