arz ettiler. Allah Resûlü çiftçiye, “(Bu adam) senin hurmalığından herhangi bir şey aldı mı?” diye sordu. Çiftçi, “Hayır.” cevabını verince Allah Elçisi ona, “O hâlde sen müşterinin malını neyin karşılığında kendine helâl sayıp sahipleniyorsun?” diyerek müşteriden aldığı parayı iade etmesini istedi ve ardından şöyle buyurdu: “Olgunlaşma belirtileri ortaya çıkana kadar hurma ağaçlarının meyvesinde selem akdiyle (peşin para ile veresiye mal almak/satmak suretiyle) alışveriş yapmayınız.” 10
Paranın peşin olarak verilip malın daha sonra teslim alındığı alışveriş şekli “selem” olarak isimlendirilmektedir. Allah Resûlü selem akdine birtakım sınırlamalar getirmiş, vasıfları ve miktarı belirlenmeyen bir malda selem akdi yapmayı yasaklayarak müşterinin zarar görmesine engel olmuştur. Ağaçta henüz olgunlaşmamış meyvenin satışı da bu ihtimalden dolayı yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz (sav) zamanında bazı insanlar (ağaç dalındaki) henüz olgunlaşmamış yaş hurmaları alıp satarlardı. Hasat dönemi geldiğinde bazen müşteri, “Mahsul kararıp çürüdü, ürünleri hastalık vurdu, hurmalar olgunlaşmadan döküldü.” derdi, bunun üzerine alıcıyla anlaşmazlığa düşerlerdi. Resûlullah (sav), bu şekilde dava ve anlaşmazlıklar çoğalınca, “Bu şekilde alışverişi bırakmayacaksanız, o zaman meyvenin ağaç üstünde olgunlaşma belirtileri görülmeden alım satım yapmayın.” buyurarak11 anlaşmazlığa neden olabilecek hususların önüne geçti. Diğer bir hadisiyle de Resûlullah (sav), ortaya çıkıncaya kadar meyveleri, olgunlaşma belirtileri görülünceye kadar yaş üzümü, taneleri sertleşip kuvvetleninceye kadar tahıl ürünlerini satmayı yasaklamıştır.12 Böylelikle Hz. Peygamber, ziraî ürünlerin alışveriş yapılabilecek zamanına işaret ediyordu. Sonuçta henüz olgunlaşmamış meyve, sebze ve tahılların alışverişini, taraflardan birinin aldatılmasına yol açabileceği endişesiyle yasaklıyordu.
Resûl-i Ekrem"in ticaret ile ilgili tavsiyeleri sadece bunlar değildi. İnsanların satın aldıkları ürünü teslim almadan başkasına satmalarının da uygun olmadığını belirtiyordu.13 Çünkü görülmeyen, vasıfları teyit edilmeyen malın tekrar satılması birçok kişiyi sıkıntıya sokabilirdi. Nitekim bir gün Peygamber Efendimizin gençlik arkadaşlarından olan Hakîm b. Hizâm, ona şöyle dedi: “Yâ Resûlallah! Birisi bana geliyor ve bende olmayan bir şeyi (satmamı) istiyor. Onu (bu kimseye satmak için) çarşıdan satın alayım mı?” Resûlullah (sav), “Sende olmayan bir şeyi satma.” buyurdu.14
Allah Resûlü (sav) Medine"ye geldiğinde Medineliler hurmaları henüz ürün vermeden iki üç sene önceden parasını peşin alarak selem akdiyle satıyorlardı.