Bunun üzerine şu âyet-i kerime inmiş ve ilâhî hitap o zâtın şahsında inananları şöyle uyarmıştı: “Ey iman edenler! Allah"ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” 18
Benzer şekilde sırf daha fazla ibadet edebilmek amacıyla helâl olan bazı şeylerden el çekmek, onları kendilerine yasaklamak isteyen başka sahâbîler de vardı. İşte onlardan bir grup Hz. Peygamber"in eşlerine gelerek onun geceleri yaptığı ibadetleri sormuşlar, fakat aldıkları cevabı azımsamışlardı. Bunun üzerine onlardan biri, “Ben evlenmeyeceğim.”, diğeri “Ben et yemeyeceğim.”, bir diğeri de “Ben artık yatakta uyumayacağım.” demişlerdi. Onların böyle söylediklerini haber alınca Allah Resûlü bir hutbe irat etmiş ve şu uyarıda bulunmuştu: “Bazılarınız neden böyle sözler söylüyor? Hâlbuki ben, geceleri hem namaz kılarım hem uyurum. Bazı günler oruç tutar, bazen de tutmam. Evlilik hayatı da yaşarım. Kim benim sünnetimden ayrılırsa benden değildir!” 19
İlginçtir ki bir defasında Resûlullah (sav) de benzer bir konudan dolayı ilâhî uyarıya muhatap olmuştu. Hanımı Zeyneb bnt. Cahş"ın yanında bal şerbeti içmiş ve bu yüzden de yanında biraz fazla kalmıştı. Bu durumu kıskanan Hz. Âişe ve Hz. Hafsa"nın, aralarında anlaşarak, Peygamberimizi gördüklerinde, “Sende megâfir (arıların şerbet topladıkları ağaç) kokusu var!” demeleri üzerine Hz. Peygamber bir daha bal şerbetini içmeyeceğini söylemişti. Bu olayla ilgili Yüce Allah, indirdiği şu âyetle Resûlü"nü uyarmıştı: “Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allah"ın sana helâl kıldığı şeyi kendine niçin haram ediyorsun?” 20
Yüce Allah, “Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin. Bu hususta taşkınlık etmeyin. Sonra gazabım sizi çarpar...” buyurarak21 kullarına helâl rızık peşinde koşmalarını emretmiştir. Sevgili Peygamberimiz de “Ey insanlar! Allah"tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Hiç kimse (Allah"ın kendisine takdir ettiği) rızkı —geç de olsa— elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah"tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Helâl olanı alın, haram olanı terk edin!” 22 buyurmuştur. Ayrıca Allah Resûlü, helâl kazanç talep etmenin her Müslüman"a farz olduğunu belirtmiş,23 meşru bir işten helâl rızık kazananların, işlerine içtenlikle sarılmalarını istemiştir.24 Hatta Peygamber Efendimiz, “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!” 25 buyurarak nesiller değiştikçe helâlinden kazanmanın daha da zorlaşacağına işaret etmiştir.
Helâl peşinde koşmanın sonu cennet, haramla beslenmenin varacağı yer ise cehennemdir. Bu yüzden Allah Resûlü, haramla beslenen bir