Hadislerle İslâm Cilt 6 Sayfa 129

Üzeyir hakkında ise Kur"ân-ı Kerîm"de, “Yahudiler, "Üzeyir, Allah"ın oğludur." dediler. Hıristiyanlar ise, "İsa Mesih, Allah"ın oğludur." dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!” 101 buyrulmuştur. Peygamberimiz de Üzeyir"in bir peygamber olup olmadığı konusunda bir bilgisinin olmadığını söylemiştir.102

Lokman (as) ise Allah Teâlâ"nın, şükretmesi için kendisine hikmet verdiği bir kimseydi.103 Hz. Lokman, daha çok oğluna verdiği hikmetli öğütler ile yâd edilmekteydi: “...Yavrucuğum! Allah"a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür.” 104

“Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.

Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.

Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.

Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” 105

Peygamber Efendimizin önceki peygamberler ile alâkalı bizlere anlattığı bu kıssa ve meseller, İslâm toplumunun süreklilik ve diriliğini sağlayan unsurlardandır. Tarih boyunca Allah Teâlâ"nın insanlığa göndermiş olduğu peygamberler bu anlatılanlardan ibaret de değildir. Yüce Rabbimizin, “Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık...” 106 sözlerinden de bu anlaşılmaktadır. Bahsi geçen peygamberlerden başka daha nice peygamberler ve toplumlar gelip geçmiştir. Zikri geçen peygamber kıssalarının anlatılması hem bir tarih bilinci oluşturulması hem de toplumların yükseliş ve düşüşüne ilişkin Allah"ın değişmez yasalarının kıyamete kadar gelecek tüm Müslümanlar tarafından iyice kavranılması açısından önemlidir. Anlatılan bu kıssalar, başta Peygamberimiz olmak üzere107 tüm Müslümanların kuvve-i mâneviyelerini artırıcı bir etki yapması bakımından da önemlidir. Zira bir toplumun geçmişi onun belleğidir; belleği ise onun kimliğinin temelidir. Belleğini kaybeden bir toplum, kimliğini de kaybeder. Geçmişten bugüne yani “mâzî”den “hâl”e bu toplumun kimliğini inşa eden hiçbir şeyin unutulmaması gerekir.

    

Dipnotlar

101 Tevbe, 9/30.

وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌۨ ابْنُ اللّٰهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَس۪يحُ ابْنُ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ قَوْلُهُمْ بِاَفْوَاهِهِمْۚ يُضَاهِؤُ۫نَ قَوْلَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ ﴿30﴾

102 D4674 Ebû Dâvûd, Sünnet, 13.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلاَنِىُّ وَمَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ الشَّعِيرِىُّ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا أَدْرِى أَتُبَّعٌ لَعِينٌ هُوَ أَمْ لاَ وَمَا أَدْرِى أَعُزَيْرٌ نَبِىٌّ هُوَ أَمْ لاَ » .

103 Lokmân, 31/12.

وَلَقَدْ اٰتَيْنَا لُقْمٰنَ الْحِكْمَةَ اَنِ اشْكُرْ لِلّٰهِۜ وَمَنْ يَشْكُرْ فَاِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ كَفَرَ فَاِنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ ﴿12﴾

104 Lokmân, 31/13.

وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِه۪ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِۜ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظ۪يمٌ ﴿13﴾

105 Lokmân, 31/16-19.

يَا بُنَيَّ اِنَّهَٓا اِنْ تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ فَتَكُنْ ف۪ي صَخْرَةٍ اَوْ فِي السَّمٰوَاتِ اَوْ فِي الْاَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ لَط۪يفٌ خَب۪يرٌ ﴿16﴾ يَا بُنَيَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَٓا اَصَابَكَۜ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِۚ ﴿17﴾ وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحًاۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍۚ ﴿18﴾ وَاقْصِدْ ف۪ي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ صَوْتِكَۜ اِنَّ اَنْكَرَ الْاَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَم۪يرِ۟ ﴿19﴾

106 Nisâ, 4/164.

وَرُسُلًا قَدْ قَصَصْنَاهُمْ عَلَيْكَ مِنْ قَبْلُ وَرُسُلًا لَمْ نَقْصُصْهُمْ عَلَيْكَۜ وَكَلَّمَ اللّٰهُ مُوسٰى تَكْل۪يمًاۚ ﴿164﴾

107 Âl-i İmrân, 3/184

فَاِنْ كَذَّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ جَٓاؤُ۫ بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَالْكِتَابِ الْمُن۪يرِ ﴿184﴾ En’âm, 6/10. وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِنْ قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذ۪ينَ سَخِرُوا مِنْهُمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟ ﴿10﴾