Suheyb"in (ra) anlattığına göre, Resûlullah (sav) bir gün ikindi namazını kıldıktan sonra dudaklarını oynatarak konuşur gibi yapmıştı. Bunun üzerine kendisine, “Ey Allah"ın Resûlü!” denildi, “İkindi namazını kıldığında dudaklarını oynattın.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz de şöyle buyurdu: “Peygamberlerden biri, ümmetinin hâline şaşırıp kaldı ve "Onlara kim bir şey yapacak?" dedi. Allah da o peygamberine şöyle vahyetti: "Onları, benim kendilerini bizzat cezalandırmamla, düşmanlarını başlarına musallat etmem arasında serbest bırak." Onlar da Allah tarafından cezalandırılmalarını tercih ettiler. Bunun üzerine Allah onlara ölümü gönderdi ve bir günde yetmiş bin kişi ölüp gitti.”
Suheyb, Peygamberimizin bu hikâye ile birlikte anlattığı şu hikâyeyi de nakletmiştir: “Bir kral vardı. Bu kralın kendisi için kehanetlerde bulunan bir kâhini vardı. Bu kâhin, krala, "Benim için anlayışlı bir çocuk buluver de bu ilmimi ona öğreteyim. Korkarım ben ölürüm de sizden bu ilmi bilen kimse kalmaz." dedi. Bu özellikte bir çocuk bulup ona kâhinin yanına gidip gelmesini ve ondan ilim öğrenmesini emrettiler. Çocuk kâhine gelip gitmeye başladı.
Çocuğun yolu üzerinde manastırda yaşayan bir rahip —muhtemelen o gün manastırda kalanlar Müslüman kimselerdi— vardı. Çocuk, (kâhine gidip gelirken) her seferinde bu rahibe uğrayıp ona sorular sormaya başladı. Sonunda rahip çocuğa, "Ben sadece Allah"a kulluk ediyorum." dedi. Bunun üzerine çocuk rahibin yanında kalmaya başladı. Kâhine gitmeyi ise azalttı. Kâhin çocuğun ailesine, "Hemen hemen hiç yanıma uğramaz oldu!" diye haber gönderdi. Bu durumu çocuk, rahibe bildirdi. O da, "Kâhin neredeydin derse ailemin yanındaydım dersin. Ailen neredeydin derse kâhinin yanındaydım dersin." dedi.
Genç bu şekilde devam edip giderken yolda kalabalık bir gruba rastladı. Bu insanların yolunu bir hayvan kesmiş —ki bazıları bu bir aslandı derler— onları orada alıkoymuştu. Çocuk eline bir taş aldı ve "Allah"ım! Rahibin söyledikleri doğru ise (atacağım taşla) bu hayvanı öldürmek istiyorum.” dedi ve sonra taşı atıp hayvanı öldürdü. İnsanlar, "Onu kim öldürdü?" diye birbirlerine sordular. "Bu genç (öldürdü)." dediler. İnsanlar telaşa kapılarak, "Bu genç hiç kimsenin bilmediği ilimleri bilmektedir!" dediler. Bu haberi gözleri görmeyen biri duydu ve