Bu kıssalar hem bizzat Peygamberimizin hem de onu dinleyen sahâbenin ilgisini ve merakını fazlasıyla çekmiş olmalıydı. Zira Kur"ân-ı Kerîm"de anlatılan Hz. Musa ile salih kul kıssasının ayrıntıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmayı dilemekten kendini alamamıştı: “Allah, Musa"ya rahmet eylesin, keşke (salih kulun işine karışmayıp biraz daha) sabır gösterseydi de onların arasında geçen (kıssa) bize daha fazla anlatılsaydı!” 4
Diğer yandan sahâbe Kur"an"da anlatılan geçmiş ümmet, millet ve peygamberler hakkındaki pek çok kıssayla ilgili olarak Yüce Peygamber"e sorular yöneltiyorlardı. Zaman zaman bu sorularda geçmiş ümmetlerle alâkalı yanlış anlayışlar da ortaya çıkıyor ve bu yanlışlar düzeltiliyordu. Nitekim bir keresinde kendisine Kur"an"da zikri geçen Sebe"nin bir yer mi yoksa bir kadın ismi mi olduğu sorulmuş ve “Sebe, ne kadın ne de yer ismidir. Bilakis o Araplardan on oğul sahibi bir adamdır...” 5 diyerek bir yanlış telakkiyi düzeltmişti.
Medine toplumunda daha çok Yahudilere muhatap olan sahâbîler, bu kültüre ait bazı kıssa ve haberlere ilgi duyabilmekteydi. Bu ilgiyi fark eden Resûl-i Ekrem, “İsrâiloğulları"ndan nakilde bulunabilirsiniz. Bunda bir sakınca yoktur.” 6 hadisi ile teorik olarak onlardan nakledilecek ümmet için faydalı bilgilerin, ibretli kıssaların kaybolmamasına ve diri tutulmasına izin veriyordu. Diğer taraftan da bizzat kendisi genel olarak geçmiş ümmet ve milletler, özel olarak da İsrâiloğulları ile ilgili öğüt ve ibret verici kıssa ve haberleri, vermek istediği bildiriyi de ilâve ederek ashâbına aktarıyordu. Bu kıssaların yaşanmış tarihî gerçeklikleri olabileceği gibi tamamen belli bir mesajı verebilmek amacıyla “kıssadan hisse” kabilinden anlatılmış olmaları da mümkündür.
“Ehl-i kitabı ne doğrulayın ne de yalanlayın...” 7 ve “Ehl-i kitaba bir şey sormayın...” 8 hadisleriyle de Ehl-i kitaptan bilgi aktarmada ihtiyatlı olunmasını tembihliyordu. Buna rağmen tarihî kayıtların da gösterdiği üzere, “İsrâiliyat” adı verilen geçmiş ümmetlere ait pek çok bilgi, sonraki zamanlarda bazı hadis kaynaklarına dahi girebilmiş, sözde İsrâilî bilgi ve haberler İslâmîleştirilmişti.
Nebiler Serveri, geçmiş ümmetlere dair anlattığı bu kıssaları genelde, “Peygamberlerden bir peygamber” ,9 “Krallardan bir kral vardı.”, 10 “Sizden önceki ümmetlerde bir adam vardı.” 11 gibi kıssa-masal anlatım girişleriyle aktarırdı.
Tıpkı Kur"an"da olduğu gibi İsrâiloğulları peygamberi Hz. Musa, Peygamber Efendimizin isim vererek hakkında en fazla bilgi aktardığı peygamber idi. Bazen de Hz. Peygamber"in, İsrâiloğulları"na mensup bazı kişileri