sakınca yoktu. Nitekim bir defasında Hz. Ali, “Ey Allah"ın Resûlü! Senden sonra çocuğum olursa ona senin adını koyup, senin künyeni verebilir miyim?” diye sorunca Resûlullah (sav), “Evet.” cevabını vermişti. Hz. Ali"ye göre bu, kendisi için verilmiş özel bir izindi.16
Câbir"in naklettiği bir başka hadiste Peygamberimiz (sav), “Benim ismimle isimlenmiş olan kimse, künyemi; künyemi almış olan ise ismimi almasın!” buyurmuştu.17 Buradan anlaşılan husus, bir kimsenin Hz. Peygamber"in hem isim, hem de künyesini kullanmak suretiyle herhangi bir kargaşaya sebep olmaması gerektiğiydi. Zaten Hz. Peygamber"in ilgili yasağı da bu karışıklığı önlemeye yönelik olup, onun hayatı ile sınırlıydı. Vefatından sonra sadece Hz. Ali değil, Hz. Ebû Bekir, Sa"d b. Ebû Vakkâs gibi birçok sahâbî oğullarına, torunlarına Muhammed ve Kasım gibi isimler vermişlerdi.18
Yüce Allah bir âyet-i kerimede, habibini kendi isimlerinden bazıları ile yâd etmişti: “Andolsun, size içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir, size çok düşkündür, müminlere karşı raûf ve rahîmdir.” 19 Allah Teâlâ"nın iki güzel ismi olanRaûf ve Rahîm çok şefkatli, çok merhametli demektir.
Yüce Allah, Kur"ân-ı Kerîm"de Hz. Peygamber"e bazen, “Ey Resûl!” ,20 bazen de, “Ey Peygamber!” 21 şeklinde hitap eder. Yine Elçisi"nden bahsederken onu, “en-nebiyyü"l-ümmiyyü” (ümmî peygamber)22 ve “rahmetün li"l-âlemîn” (âlemlere rahmet)23 olarak vasıflandırır. Buradan hareketle Allah Resûlü de kendisini, “Rahmet Peygamberi” diye niteler.24 Aynı şekilde birçok âyette “Resûl” , “er-Resûl” , “Resûlullah” , “Resûlühû” , “Resûlünâ” kelimelerinin Peygamberimiz için kullanıldığı görülmektedir. Yine Rabbimiz onu bazen “abdinâ” (kulumuz),25 bazen de “biabdihî” (kendi kulu)26 şeklinde anmaktadır. Yüce Allah"ın Peygamberimizi kendisine nispet ederek bu şekilde anması, şüphesiz Resûlü"ne karşı bir taltif anlamını taşır. Bazı sûrelerde ise Yüce Allah, Elçisi"ne, “Ey el-Müzzemmil!” ,27 “Ey el-Müddessir!” (Ey örtüsüne bürünen!)28 şeklinde hitap eder. Bu tür hitaplar, ilk vahiy tecrübesi karşısında endişe ve heyecanla yatağına girip örtüsüne bürünen Hz. Peygamber"in o andaki hâlini nitelemektedir.
Kur"an"da açıkça zikredilen bu nitelemelerin bir kısmı isim, çoğu ise sıfattır. Bu sıfatlar içinde bazıları ile kastedilenin Peygamberimiz olup olmadığı ihtilâflıdır. Meselâ, “O, kendisine uyulandır, emîndir.” 29 âyetinde sözü edilen “emîn” âlimlerimizin çoğuna göre Cebrail, bazılarına göre ise