Hadislerle İslâm Cilt 6 Sayfa 238

ümmîleri koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve resûlümsün. Ben sana “el-Mütevekkil” adını verdim.(Bu peygamber), kötü huylu, katı kalpli biri olmadığı gibi, çarşılarda/pazarlarda bağırıp çağıran biri de değildir. O, kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Bilakis affeder, bağışlar..."”39

Allah Resûlü"nün bu rivayette anlatılan vasıfları ile şu âyette anlatılanlar büyük ölçüde örtüşmektedir: “Allah"ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah"tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi artık Allah"a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.” 40

Peygamber Efendimizin Kur"an"da ve hadislerde belirtilen isimleri sanıldığı kadar fazla değildir. Birbirinden güzel birkaç isim, onun Cenâb-ı Hakk"ın yanındaki yerini, seçkinliğini gösterir. Daha sonraları kültür tarihimizde âyetler ve hadisler taranarak, Allah Resûlü hakkındaki hitap ifadeleri ve fiiller, birer sıfat-isim olarak derlenmiştir. Bir kısmı hâlen yazma olan, bir kısmı basılan bu konuyla ilgili eserlerde olsun, “Delâilü"l-Hayrât” türü eserlerde olsun, Allah"ın doksan dokuz güzel ismi olan Esmâ-i Hüsnâ"ya denk getirmek üzere, Peygamberimizin isim ve sıfatlarını da doksan dokuz olarak tespit edenler olduğu gibi, dört yüze hatta binlere kadar çıkaranlar dahi olmuştur. Peygamber sevgisine dayalı bir arayışın ürünü olan bu derlemelerdeki verileri, isim olarak değil, Hz. Peygamber"in çeşitli sıfat ve vasıfları olarak okumak gerekecektir.

Sevgili Peygamberimizin isimlerini derleyen eski-yeni çeşitli çalışmalarda bazen âyetlerde geçen Beşîr (Müjdeci), Nezîr (Uyarıcı),41 Dâî (Davetçi), Sirâc (Kandil) ve Münîr (Aydınlatıcı)42 gibi sıfatlar da yer almaktadır. Bazen de Peygamberimizden söz eden âyetlerdeki fiiller dikkate alınarak Mustafa, Müctebâ, Hâdi gibi isimler türetilmiş ve böylece sayı hayli artırılmıştır. Ayrıca Kur"an"daki Tâ-Hâ, Yâ-Sîn, Hâ-Mîm gibi çeşitli sûrelerin başındaki ifadelerden Peygamberimizin kastedildiği yorumu yapılarak onlar da isim listesine eklenmiştir. Diğer bazı yorumlara göre ise bu tür harflerin ne anlama geldiği, sadece Yüce Allah"ın bilgisi dâhilindedir.

Peygamber Efendimizin isimlerine karşı, tarih boyunca millet olarak bizim sonsuz bir titizliğimiz ve eşsiz bir saygımız vardır. Çocuklarına onun ismini verenler, bu isme karşı gösterilmesi gereken edebin ihmaline karşı bir tedbir olarak Muhammed"i eski harflerle aynen yazmışlar ama “Mehmed” olarak telaffuz etmişlerdir. Yine bu hassasiyetin bir sonucu olarak Osmanlı

    

Dipnotlar

39 B2125 Buhârî, Büyû’, 50.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سِنَانٍ حَدَّثَنَا فُلَيْحٌ حَدَّثَنَا هِلاَلٌ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ لَقِيتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ - رضى الله عنهما - قُلْتُ أَخْبِرْنِى عَنْ صِفَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى التَّوْرَاةِ . قَالَ أَجَلْ ، وَاللَّهِ إِنَّهُ لَمَوْصُوفٌ فِى التَّوْرَاةِ بِبَعْضِ صِفَتِهِ فِى الْقُرْآنِ يَا أَيُّهَا النَّبِىُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا ، وَحِرْزًا لِلأُمِّيِّينَ ، أَنْتَ عَبْدِى وَرَسُولِى سَمَّيْتُكَ الْمُتَوَكِّلَ ، لَيْسَ بِفَظٍّ وَلاَ غَلِيظٍ وَلاَ سَخَّابٍ فِى الأَسْوَاقِ ، وَلاَ يَدْفَعُ بِالسَّيِّئَةِ السَّيِّئَةَ وَلَكِنْ يَعْفُو وَيَغْفِرُ ، وَلَنْ يَقْبِضَهُ اللَّهُ حَتَّى يُقِيمَ بِهِ الْمِلَّةَ الْعَوْجَاءَ بِأَنْ يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . وَيَفْتَحُ بِهَا أَعْيُنًا عُمْيًا ، وَآذَانًا صُمًّا ، وَقُلُوبًا غُلْفًا . تَابَعَهُ عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ هِلاَلٍ . وَقَالَ سَعِيدٌ عَنْ هِلاَلٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ سَلاَمٍ . غُلْفٌ كُلُّ شَىْءٍ فِى غِلاَفٍ ، سَيْفٌ أَغْلَفُ ، وَقَوْسٌ غَلْفَاءُ ، وَرَجُلٌ أَغْلَفُ إِذَا لَمْ يَكُنْ مَخْتُونًا .

40 Âl-i İmrân, 3/159.

فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللّٰهِ لِنْتَ لَهُمْۚ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَل۪يظَ الْقَلْبِ لَانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَۖ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الْاَمْرِۚ فَاِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّل۪ينَ ﴿159﴾

41 Bakara, 2/119.

اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَش۪يرًا وَنَذ۪يرًاۙ وَلَا تُسْـَٔلُ عَنْ اَصْحَابِ الْجَح۪يمِ ﴿119﴾

42 Ahzâb, 33/45-46.

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۙ ﴿45﴾ وَدَاعِيًا اِلَى اللّٰهِ بِاِذْنِه۪ وَسِرَاجًا مُن۪يرًا ﴿46﴾