edebiyat geleneğinde Peygamberimizin ismi asla yalın olarak değil, muhtelif tazim ve hürmet ifadeleriyle birlikte anılmaktaydı. Söz gelimi, “Fahr-i Âlem, Fahr-i Kâinât, Seyyid-i Kâinât, Hâce-i Kâinât, Resûl-i Kibriyâ, Resûlü"s-Sekaleyn, Resûl-i Ekrem, Hâtemü"l-Enbiyâ, Server-i Enbiyâ, Seyyidü"l-Mürselîn, Rahmetün li"l-âlemîn, Risâlet-Meâb, Risâlet-Penâh, Zât-ı Risâlet, Nebiyy-i Muhterem, Sultânü"l-Enbiyâ, Mahbûb-i Âlem, Mahbûb-i Kibriyâ” gibi nice övgü sıfatları, “Cenâb-ı, Efendimiz, hazretleri” gibi hürmetkâr ifadelerle birlikte anılır, kitaplarda da böylece yazılırdı.
Asr-ı saadette görülmeyen bu tutumun, dinî bir gereklilik değil, bize özgü kültürel ve edebî ve zarif bir tavır olduğunu söylemeliyiz. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da aşırıya düşülmemelidir. Nitekim Hz. Ömer, Peygamberimizi şöyle buyururken işitmiştir: “Hıristiyanların Meryem oğlunu (İsa"yı) övmekte aşırı gittikleri gibi siz de beni övmede aşırılık göstermeyin. Şüphesiz ki ben Allah"ın kuluyum. Onun için bana "Allah"ın kulu ve resûlü" deyin.” 43
Yine bu teveccüh, kültür ve edebiyatımızda, onun güzel isimlerini nice şiirlere, ilahilere, naatlara, kasidelere, ezgilere taşımıştır. Onun aşkıyla yanıp tutuşan şairler, duygularını daha çok onun isimleri üzerinden ifade etmişlerdir. Yürekleri peygamber sevgisiyle dolu nice hattatlar, en güzel istiflerle onun isimlerini yazmışlardır. Örneğin Şeyh Galib, Resûl aleyhisselâma şöyle seslenir:
“Sen, Ahmed ü Mahmûd u Muhammed"sin Efendim,
Hak"dan bize Sultân-ı Müeyyedsin Efendim!”
Geleneğimizde Peygamberimizin mübarek isminin anıldığı yerde ayak ayak üstüne atılmaz, atılmışsa hemen indirilir, uzatılmışsa toplanır. Onun ismi duyulur duyulmaz sağ el kalbin üzerine konulur ve salavât getirilerek ona selâm ve hürmet gönderilir. Bütün bunlar, Sevgili Resûl"e olan saygının, âdâb nevinden farklı ifade biçimleridir. Bu anlayış, Resûl-i Ekrem"in ismini işittiği hâlde salavât getirmeyenleri kınayan çeşitli hadislere dayanmaktadır.44
Müslümanlar, onun güzel isimlerini çocuklarına verirken, Muhammed veya Ahmed isimlerini koymanın faziletine dair çeşitli uydurma rivayetlerden dolayı değil,45 bunu sırf Resûl-i Ekrem"e olan engin sevgi ve saygılarından dolayı tercih ederler. Elbette bu tercihin altında, ciğerparesinin, ismini koyduğu Rahmet Peygamberi"ne benzemesi, onun izinden gitmesi arzusu yatar. Bu noktada anne babalara düşen görev, güzel isimler