“...Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz...” 50 âyet-i kerimesi, müminlerin imanlarının gereği olarak söylemeleri icap eden söze işaret etmekteydi. Peygamberler silsilesinin son halkası olan Sevgili Peygamberimiz, bütün insanlığa gönderilmekle, sadece kendi toplumlarına gönderilen diğer peygamberlerden ayrıldığını telaffuz ederken, “Hiçbir kula, "Ben Yunus b. Mettâ"dan (Yunus Peygamber"den) daha hayırlıyım." demek yakışmaz.” 51 sözüyle peygamberlik vasfı itibariyle bütün elçilerin Allah nezdinde eşit olduğunu ifade etmekteydi. Bununla birlikte Kur"an"da “sabırlı ve dirençli (ulü"l-azm)” peygamberlerden bahsedilir: “(Ey Muhammed!) O hâlde, yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret...” 52 Bu âyet aynı zamanda Allah Resûlü"nün de bahsedilen ve övülen peygamberlerden biri olduğuna dair bir işareti barındırmaktadır.
Resûl-i Ekrem, büyük bir azim ve kararlılıkla görevini ifa etti. Veda Hutbesi"nde buna insanların şahit olmasını istedi.53 Allah ondan razıydı. O da Rabbinden razı olacaktı.54