Sevgili Peygamberimiz ilk dönemlerde bu faaliyeti gizlice yürütmek durumundaydı. Buna rağmen kendisine inananlar gizlice de olsa onun öğrettikleri doğrultusunda ibadet etmeye çalışıyorlardı.10 “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.” 11 emriyle namaz müminlere farz kılındığında,12 namazı nasıl kılacaklarını öğreten kuşkusuz Peygamber (sav) idi.13 O böylece Kur"an âyetlerini ümmetine yaşayarak açıklama görevini daha ilk günlerden ifa etmiş oluyordu.
Hz. Peygamber, Mekke döneminde müşriklerin baskısı ve takibatı altında olan Müslümanlara tevhid anlayışını işleyen âyetleri okumaktaydı. Âyetleri muhataplarının anlayabilecekleri şekilde açıklamaya gidiyordu. Bunun için de bazen âyetleri olduğu gibi okurken bazen de kendi ifadeleriyle onları açıklıyordu. Bu dönemde onun önceliği insanları Allah"ın birliğine teslim olmaya çağırmaktı.
Medine"ye hicretle birlikte Peygamberimiz iman esaslarını yerleştirme vazifesinin yanı sıra Medine şehir devletinin ahlâk ve hukuka dayanan, birlik ve beraberlik içerisinde hak ve adaletin tecelli ettiği bir barış ve kardeşlik yurdu hâline gelmesi için gece gündüz çalışıyordu. Allah"tan aldığı vahyi sadece insanlara okumakla yetinmiyor, onu hem sözleriyle hem de davranışlarıyla açıklıyordu. Zira bu, kendisine Allah"ın yüklemiş olduğu bir vazifeydi.14 Mi"racla beraber günde beş vakit olan namazın15 gerek vakitlerini gerekse nasıl kılınacağını müminlere o öğretmiş,16 güneş doğarken ve batarken namaz kılınmasını da o yasaklamıştı.17 Aynı şekilde Kur"an"daki zekât verme emrinin nasıl uygulanacağını, hangi mallardan ne oranda zekât verileceğini bildirerek açıklayan18 ya da haccın yapılış şeklini gösteren de oydu.19
Sevgili Peygamberimiz, hayata ilişkin genel ilke özelliği taşıyan ilâhî emirleri aktarırken aynı zamanda aile kurma, ailenin dağılması, mal ve mülkün paylaşımı, haram ve helâl olan yiyecekler ve alışveriş gibi daha pek çok konuya işaret eden âyetlerle ilgili izahlarda bulunmuştu. Meselâ, “Allah alışverişi helâl, faizi ise haram kıldı.” 20 âyetinden her türlü alışverişin helâl olduğu anlaşılabilirse de Peygamberimiz örneğin, domuz eti ve şarap satışını yasaklayarak21 buna bir sınır çizmişti.
Allah, Elçisi"ne Kur"an"da mevcut olan emir ve yasakları bildirme görev ve yetkisinin yanı sıra Kur"an"da olmayan bazı hususlarda kanun koyma yetkisi de tanımıştı.22 Söz gelimi bir seferinde hutbe okurken,