Rukiyye daha sonra Hz. Osman"la evlenmiş, onunla beraber Habeşistan"a yapılan her iki hicrete de katılmıştı. Bu evlilikten Abdullah isminde bir oğlu olmuştu. Abdullah"ın, henüz altı yaşındayken öldüğü rivayet edilmektedir.26
Hz. Peygamber (sav) Bedir Savaşı için hazırlık yaparken kızı Rukiyye hastalanmıştı. Bunun üzerine Allah Resûlü, damadı Hz. Osman"a, “Sana, Bedir Savaşı"na katılmış bir gazinin sevabı ve ganimet payı vardır.” buyurarak eşinin yanında kalması gerektiğini ifade etmiş, böylece Hz. Osman, Bedir"de bulunamamıştı.27 Hicretten on yedi ay sonra, Ramazan ayında Hz. Peygamber Bedir"den henüz dönmeden, kızı Rukiyye yakalandığı hastalığa yenik düşüp Hakk"ın rahmetine kavuşmuştu.28 Zeyd b. Hârise Bedir zaferinin müjdesini Medine"ye ulaştırdığında Rukiyye"nin defin işlemleri tamamlanmıştı. Nebî (sav) Medine"ye gelip onun kabrine vardığında, kadınların da toplandığı kabirde duygulu anlar yaşanmıştı. Kısacık ömründe iki kere Habeşistan"a ve son olarak da Medine"ye hicret etmiş olan Rukiyye, artık en büyük hicretin yolcusu olmuştu. Kabri başında ağlayan kadınları gören Hz. Ömer"in onlara tepki göstermesi üzerine Hz. Peygamber, “Bırak onları Ömer, ağlasınlar.” buyurmuştu. Orada ağlayanlardan biri de Hz. Fâtıma idi. Kızının ağladığını gören Peygamber Efendimiz, elbisesinin bir ucuyla onun gözyaşlarını silmişti.29
Resûlullah"ın üçüncü kızı Ümmü Gülsüm de ablası Rukiyye gibi Ebû Leheb"in diğer oğlu Uteybe ile nişanlanmış ve o da aynı sebepten dolayı düğün olmadan ayrılmıştı. Resûlullah"tan hemen sonra Medine"ye hicret eden Ümmü Gülsüm, Rukiyye"nin vefatından sonra yine tıpkı ablası gibi Hz. Osman ile evlenmişti.30 Peygamberimiz, kızı Rukiyye"nin mehri kadar mehir karşılığında Hz. Osman"ın Ümmü Gülsüm"le evlenmesini Allah"ın uygun gördüğünü belirterek31 onları evlendirmiş, bundan dolayı Hz. Osman, “İki Nur Sahibi” anlamında “Zü"n-nûreyn” lakabıyla meşhur olmuştu.32
Hicretin dokuzuncu yılında ablası Zeyneb"den bir yıl kadar sonra, Hz. Osman"ın nikâhı altındayken vefat eden Ümmü Gülsüm"ün çocuğu olmamıştı.33 Allah"ın Elçisi, Ümmü Gülsüm"ün vefatı üzerine ağlayan Hz. Osman"a, “Neden ağlıyorsun?” diye sorunca Osman, “Seninle olan hısımlığım sona erdiği için yâ Resûlallah!” diye cevap vermişti. Resûlullah da “Hayır. Ölüm, hısımlığı sonlandırmaz, hısımlığı ancak boşanma sonlandırır. Üçüncü bir kızım olsa onu da seninle evlendirirdim.” diyerek onun gönlüne su serpmişti.34 Ümmü Gülsüm"ün cenazesini yıkayan hanım sahâbîler,